Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nın düzenlediği 33. Ankara Film Festivali, dün gece MEB Şura Salonu’nda düzenlenen Açılış Töreni ile başladı.
Sunuculuğunu Ünsal Ünlü’nün yaptığı, festival destekçilerine teşekkür plaketlerinin takdimi ile başlayan törende, Onur Ödülleri ve Vakıf Özel Ödülleri de sahiplerine verildi. Tören, Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları soprano Görkem Ezgi Yıldırım, piyanist Melahat İsmayilova ve çellist Onur Şenler’in verdiği Livaneli Şarkıları konseri ile sona erdi.
Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol ve Vakıf Yürütme Kurulu üyesi, gazeteci Şükrü Küçükşahin festivale destek veren kişi ve kurumlara teşekkür ederek, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Bulvar Loft, Yıldızlar Grup, Concorde Hotels & Resort, Rabia Gürses Özden’e plaketlerini takdim etti. Ankara Büyükşehir Belediyesi adına plaketi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş ile Kültür Daire Başkanı Ali Bozkurt alırken, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ödül konuşmasında “Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk,” dedi.
Plaket töreninin ardından festival programının tanıtıldığı açılış gecesinde Onur Ödülleri; Aziz Nesin Emek Ödülü, yazar, müzisyen, senarist, yönetmen Zülfü Livaneli’ye, Sanat Çınarı Ödülü orkestra şefi Rengim Gökmen’e, Kitle İletişim Ödülü ise çevirmen, sinema yazarı, gazeteci, yazar Sevin Okyay’a Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından takdim edildi.
Aziz Nesin Emek Ödülü’nü İrfan Demirkol’dan alan Zülfü Livaneli, “Çok mutluyum, çok önemli bir iş yapıyorsunuz, emek verenlere ve herkese çok teşekkür ediyorum. Ankara kültürün başkenti gerçekten. Biz burada yetiştik, bütün oyunları burada gördük, kitaplarımızı burada okuduk, filmlerimizi burada gördük ve Ankara’dan yetişen insanlar Türkiye’nin kültür hayatında çok önemli yer tuttular. Çünkü 100 yıl önce buradan bir lider cepheye gitti, ülkenin varlık yokluk savaşında, işgal edilmiş bir ülkenin büyük taarruzunun gecesinde çadırda roman okudu. Sabaha karşı 5.30’da başlayacak taarruz öncesi Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okuyan bir lider Atatürk. Ve ne diyor; ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür,’ hakikaten çok doğru söylemiş. Çünkü bizim kültürle olan bağımız, bizlerin yaşattığı, sizlerin yaşattığı bu kültür bizi ayakta tutan şeydir. Belki de ele geçirilemeyen son kalemizdir, tek kalemizdir O yüzden yaşasın kültür emekçileri, yaşasın cumhuriyet, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk,” dedi.
Sanat Çınarı Ödülü’nün bu yılki sahibi Rengim Gökmen’e ödülünü Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Füsun Okutan İplikçioğlu takdim etti. Rengim Gökmen, “Gerçekten çok teşekkür ediyorum. Bir sinema festivalinde böyle bir ödülü almak çok anlamlı. Sizleri bulmuşken ve bu ödülü şükranla kabul ederken anmam gereken iki kişi olduğunu düşündüm. İlk senaryo tekniği kitabını yazan, tiyatrocu olmasına karşın ilk sinema sevgisini bana veren, elimden tutarak beni Ankara Sineması’na, Ulus Sineması’na götüren ve beni bu büyük sanatla tanıştıran babamı anmak istiyorum, anısı önünde saygıyla eğiliyorum. İkinci kişi ise, bir müzik emekçisi Onur Şener. Bundan birkaç ay önce katledildi Ankara’da. Onun adına bütün şiddet olaylarına karşı çıkmamız gerektiğini ve kısa vadede çözümlere ulaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu genç müzikçinin de anısı önünde saygıyla eğiliyorum,” dedi.
Festivalin Kitle İletişim Ödülü’nü Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Pof. Dr. Ruken Öztürk’ten alan Sevin Okyay, “Bu akşam burada olduğum için çok teşekkür ederim. Ankara benim için sinema konusunda hiç yabancı bir yer değil. Ankara Film Festival, Gezici Festival, Uçan Süpürge… Hiç yabancı hissetmiyorum, çok teşekkürler” dedi.
Ankara Film Festivali’nin Onur Ödülleri’ne ek olarak bu yıl ilk kez verdiği Vakıf Özel Ödülleri iki ayrı alanda başarı göstermiş sanatçıya; sayısız rolde unutulmaz performanslara imza atan oyuncu Farah Zeynep Abdullah ile sinema yazarlığı ve sinema programları ile başladığı kariyerine yapımcı, yönetmen, senarist olarak devam eden Ceylan Özgün Özçelik’e verildi.
Vakıf Özel Ödülü’nü İrfan Demirkol’dan alan Farah Zeynep Abdullah yaptığı konuşmada, “Gerçekten çok heyecanlıyım. Ödül için arandığımda çok şaşırdım. Çok zorluk çekiyoruz, çok şeyin üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Özellikle genç kadınlara ciddi zorluklar yaratılıyor sektörde ve çoğu yerde. Sadece bizim sektöre özel değil. Özellikle böyle özel ödülleri yaşça daha büyük insanlar alıyor. Gençleri gördükleri, bize destek oldukları için Ankara Film Festivali’ne çok teşekkür ediyorum,” dedi.
Vakıf Yönetim Kurulu Üyeleri Nihan Gider Işıkman ve Hacer Yıldız’dan Vakıf Özel Ödülü’nü alan Ceylan Özgün Özçelik “Cadı bir hakaret nişanesi; söz dinlemeyen cadı, kahkaha atan cadı, dans eden cadı, gece sokağa çıkan cadı… Cadılar yüz yıllardır dünyanın her yerinde ötekileştiriliyor, yok sayılıyor, cezalandırılıyor, işkence görüyor, öldürülüyor. 90’ların ilk yarısında ortaokul ve lise yıllarımda bir sinemasever olarak her film festivalinin ödül törenini izliyordum ve kadınlar sahneye çıktıklarında, ödül aldıklarında çoğunlukla ağlıyorlardı. Bu dikkatimi çekiyordu ve anlayamıyordum. Çünkü erkekler gayet sahneye hâkim bir şekilde şakalarını yapıyorlar, gülüyorlardı ama kadınlar ağlıyordu. 2002’de sektörde çalışmaya başladım ve ancak o zaman anlayabildim kadınların neden ağladıklarını. Çünkü çok zor oraya çıkmak ve kabul görmek. Kendilerine konulmuş kurallara meydan okuyanlara, ailemin kadınlarına, Nihan’a, 15 yıl önce çektiğim ilk kısa filmimden şu an kurgusunda olduğum son filmime benimle birlikte risk alan, savaşan, kamera önünde ve arkasındaki tüm cadılara teşekkürler,” dedi.
Açılış töreni, Nebil Özgentürk’ün Zülfü Livaneli için hazırladığı kısa belgeselin gösteriminin ardından Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının verdiği Livaneli Şarkıları konseri ile sona erdi.
Ankara Film Festivali’nde bugünUlusal Belgesel Yarışmasıfilmleri sinemaseverlerle buluşmaya başlayacak. Sezer Ağgez’in “Fatma’dan Sonra 40 Yıl”, Berfi Dicle Öğüt’ün “İki Nehir Arasında”, Deniz Yüksel Abalıoğlu’nun“Maffy’s Jazz”, Ayça Çiftçi’nin “O Sırada Henüz”, Kadir Can Arabacı’nın “Üç Ordu” ve Zeynep Demirhan’ın“Yüzler” adlı belgesel filmleri bugün jüri önüne çıkacak, gösterimler sonrası film ekiplerinin katılımıyla söyleşiler gerçekleşecek.
Önümüzdeki günlerde Ankara’ya konuk olacak canlandırmanın yeni dönem ustalarından Signe Baumane’nin ilk uzun metraj filmi Cebimdeki Taşlar / Rocks In My Pocket ile görsel komedinin ustası olduğu sıklıkla dile getirilen Fransız yönetmen, senarist ve oyuncu Jacques Tati’nin üç filminden oluşan Aslında Bu Bir Pipodur bölümü filmlerinden Amcam / My Uncle ve Oyun Vakti / Playtime da bugün sinemaseverle buluşacak.
Geçtiğimiz aylarda 91 yaşında aramızdan ayrılan sinemanın ustalarından Jean-Luc Godard anısına yönetmenin; mutsuz, evli bir adam olan Ferdinand’ın hikâyesini anlattığı, ünlü oyuncularla çalıştığı sonradan bambaşka bir dile bürünecek sinemasının ilk 10 yıllık dönemine ait filmi Çılgın Pierrot / Pierrot The Fool’un gösterimi yapılacak.
Bruno Dumont’un 2016 yapımı filmi Cicim / Slack Bay ve Ali Abbasi’nin Danimarka’nın Oscar adayı seçilen film Kutsal Örümcek / Holy Spider da bugün sinemaseverlerle buluşacak. Fransa’nın kuzey batısında 1910 yılının yaz mevsiminde geçen Cicim; polis bir dizi kayıp vakası araştırırken, iki ailenin karşı karşıya gelmesini anlatıyor. İran’ın Mashad kentinde ‘Örümcek Katili’ adlı seri katilin seks işçilerini ödüldürmesini araştıran gazeteci Rahimi’yi odağına alan, Ali Abbasi’nin 2000 yılında 16 seks işçisini öldüren bir katil ve mahkemesinden esinlendiği Kutsal Örümcek filmindeki rolüyle Zar Amir-Ebrahimi, 2022 Cannes Film Festivali En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü.
Festivalin, Alman sinemasının son dönem öne çıkan filmlerini Goethe-Institut ile German Films’in desteği ile sinemaseverlerle buluşturduğu KINO 2022 bölümü filmlerinden Natalia Sinelnikova’nın bir apartmanda yaşayan dünyada kalan son insanların hikâyelerini anlatan, 2022 Tribeca Film Festivali En İyi Sinematografi Uluslararası Anlatı Ödülü sahibi Biz de Ölmüş Olabilirdik / We Might as well Be Dead ve ünlü Alman şair, Thomas Brasch’a yazılmış bir aşk mektubu olan Andreas Kleinert imzalı, 2022 Alman Film Ödülleri’nden En İyi Film başta olmak üzere dokuz ödülle dönen Sevgili Thomas / Dear Thomas bugünün diğer dikkat çeken yapımlarından.
Ankara Film Festivali’nin Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) ile ortaklaşa düzenlediği Ankara Filmleri’nin gösterimleri de bugün gerçekleşecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Film Festivali ile Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi UNESCO Birimi’nin birlikte desteklediği Ankara’nın Unesco Mirası Kısa Film Atölyesi filmleri de bu kapsamda gösterilecek. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İletişim ve Tasarım Bölümü 3. sınıf öğrencileri gösterimi yapılacak filmleri Ankara ve çevresindeki Gordion, Tuz Gölü Doğa Koruma Alanı, Hacı Bayram Camisi ve tarihi alanlar, Arslanhane Camisi ve Beypazarı Tarihi Kenti gibi UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan alanlardan hareketle Andreas Treske, Yusuf Akçura ve Wickham Catesby Flannagan danışmanlığında hazırladı.
Özel Gösterimler bölümünde yer alan; toplum, aile baskısı ve kendi iç çatışmaları nedeniyle cinsel yönelimini gizleyerek yaşamak zorunda kalan üç kişinin hikâyesini anlatan “Bu Ben Değilim” filminin gösterimi yönetmenler Jeyan Kader Gülşen ve Zekiye Kaçak’ın katılımıyla gerçekleşecek.