Zeytinyağı, balık, baklagil tüketimi ergenlik depresyonu riskini azaltıyor.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Diyetisyen Özden Örkcü, beyin sağlığı ile doğru ve dengeli beslenme arasındaki ilişkiye dikkat çekerek beyin dostu beslenmeye ilişkin değerlendirmede bulundu.
Yapılan bazı araştırmalarda Akdeniz diyetine yüksek uyumun, depresyon riskini yüzde 32 azalttığına ilişkin sonuçların elde edildiğini kaydeden Diyetistyen Özden Örkcü, “50 yaş üzerindeki yetişkinlere bakılan bir araştırmada, yüksek düzeyde kaygı ile doymuş yağ ve ilave şekerler açısından yüksek diyetler arasında bir bağlantı olduğu görülmüştür.” dedi.
Araştırmaların çocuklarda ve gençlerde de benzer bulgulara dikkat çektiğini kaydeden Örkcü, “Örneğin 56 araştırmanın sonucunda, zeytinyağı, balık, kabuklu yemişler, baklagiller, süt ürünleri, meyveler ve sebzeler gibi sağlıklı gıdaların yüksek oranda alınması ile ergenlik döneminde depresyon riskinin azalması arasında bir ilişki bulunduğu ortaya konuldu.” diye konuştu.
Diyetisyen Özden Örkcü, beyin sağlığını korumada etkili beslenme önerilerini şöyle sıraladı:
Yeşillikler ihmal edilmemeli: Lahana, ıspanak, brokoli ve diğer yapraklı yiyecekler, K vitamini ve beta karoten dahil olmak üzere beyin işlevini destekleyen besinlerle doludur. Yeşillik yemek, yaşla birlikte gelen bilişsel gerilemeyi yavaşlatmaya da yardımcı olabilir. Salata yemeyi seçerseniz, onları glikoz şurubu içeren nar ekşisi gibi şekerli tatlandırıcılar yerine, alternatif baharatlarla tatlandırın.
Yağlı balık: Bazı balıklar vücut tarafından işlendiğinde hafızayı güçlendiren, ruh halini iyileştiren ve beynimizin işlevselliğindeki düşüşe karşı koruyan omega-3 yağ asitleriyle doludur. Bu faydayı en üst düzeye çıkarmak için somon, alabalık ve sardalye gibi yağlı balıkları seçin. Koruyucu maddeler veya büyüme hormonları ile tedavi edilmemiş yağlı balıkları tercih edin.
Yüksek kaliteli yağlar: Avokado, ayçiçeği ve zeytinyağı gibi daha kaliteli yağlar sindirim sistemini destekler ve biliçsel hafızanın kuvvetlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca yemeklerinizi lezzetli hale getirirler. İşlenmiş bitkisel ve kanola yağları dikkatli tüketilmelidir. Batı kültüründe bol miktarda bulunan bu yağlar daha ucuzdur. Ne yazık ki daha ucuz, yüksek oranda işlenmiş yağların kullanılması, oksidasyon işlemi sırasında oluşan serbest radikaller nedeniyle vücuda zararlı olabilir.
Çilek: Meyvelere parlak renklerini veren doğal pigmentler flavonoidler içerir. Araştırmalar bitki besinleri” olarak da adlandırılan bu bitkisel besin grubunun serbest radikallerle savaşmaya ve vücudunuzdaki oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermektedir. Antioksidan içeren meyvelerin özellikle hafızayı iyileştirdiği gösterilmiştir.
Kuruyemişler: Fındık, ceviz, badem ve antep fıstığı gibi kuruyemişler, hafızayı geliştirmekle ilişkili temel bir omega-3 yağ asidi olan alfa-linoleik asit bakımından yüksektir. Atıştırmalık kuruyemişler ayrıca yüksek protein ve dolgun oldukları için tatlılara sağlıklı bir alternatiftir. Kestane ve badem gibi kuruyemişler de doğal olarak alkali oluşturucu oldukları için sağlıklı bir mikrobiyomun desteklenmesine yardımcı olabilir.
Bitter çikolata: Bitter çikolata, kakao ve kakao tozu, sağlığımıza çok az zarar vererek ruh halimizi iyileştirmek için güçlü araçlardır. Bitter çikolata flavonoidler, kafein ve hormon fonksiyonumuz üzerinde olumlu etkileri olan ve iltihaplanmayı azaltabilen çok sayıda antioksidan bakımından zengindir. Daha da önemlisi, bitter çikolata dopamin salınımı yoluyla ruh halimize keskin bir destek verebilir. İşlenmiş sütlü ve beyaz çikolataların yanı sıra ilave şekerli çikolatalardan uzak durulmalıdır. Sisteminizi dopaminle boğmaktan veya baş ağrısına neden olmaktan kaçınmak için bir seferde birkaç parçadan fazla bitter çikolata yemekten kaçıınılmalıdır.