Kendimizi başkalarına ne şekilde göstereceğimize kendimiz karar veririz sanıyoruz; ama psikoloji bilimi bu konuda yanıldığımızı söylüyor. Çoğu insanın kendi kişiliği hakkında belli bir fikri vardır; utangaç mı, sinirli mi, sakin mi vs. olduğunu bilir. Fakat diğer insanların sizin hakkınızdaki düşünceleri sizin kendi değerlendirmenizle ne kadar örtüşüyor?
Bu sorunu ele alan psikologlar, çoğu kişinin bu konuda “genel doğruluk” şeklinde ifade edilebilecek bir çerçeve çizdiğini gördü. Ama birçok kişinin hakkımızda düşündüğü ve bizim hiç haberdar olmadığımız şeyler de var.
İnsanların başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğünü bilip bilmediği konusundaki en kapsamlı araştırmalardan biri 2011’de ABD’de yayımlandı. Üniversite öğrencilerinden kendi kişilik özelliklerini (dürüstlük, komiklik, çekicilik vb.) puanlayarak değerlendirmeleri, sonra da görüşlerine başvurulabilecek aile üyeleri ve arkadaşlarının kendileri hakkındaki değerlendirmelerini tahmin etmeleri istendi.
Dışa nasıl yansıyoruz?
Bu öğrencilerin ‘dışa yansıyan görüntüleri’ hakkında başkalarının düşüncelerine dair tahminlerinin, kişiliklerine dair kendi değerlendirmelerinden daha gerçekçi olduğu görüldü.
Bu veriler, başkalarının bize dair değerlendirmelerine kendimize ilişkin algılarımızı aşarak bakabildiğimizi gösteriyor. Aynı şey sadece beş dakikalık sohbet sonucu yabancılarla yapılan değerlendirmeler açısından da geçerliydi.
Yani başkalarının bize dair düşünceleri konusunda doğru fikir yürütebiliyoruz. Ancak 2013’te Alman psikologların yaptığı araştırmalar bunun mükemmellikten uzak olduğunu gösteriyor.
65 öğrenci, “insanlara adil davranırım”, “tembelim” gibi 37 ifadeden yola çıkarak kendi özelliklerini puanlamış, daha sonra kendileri hakkında değerlendirmede bulunabilecek yakınlarının isimlerini vermiş ve onların değerlendirmeleri konusunda tahminde bulunmuştu.
Bu kişilerin yakınlarının onlar hakkında yaptığı değerlendirmelerde ortak noktaların olduğu ve bazısının öznenin kendi değerlendirmelerinden farklı olduğu görüldü. Özne, o kişilerin kendisine dair o düşüncelere sahip olduğu konusunda fikir yürütememişti. Araştırmacılar bu konuları “kör noktalar” olarak adlandırıyor.
Uyumlu kişiler daha çok yanılıyor
Sosyal kaygıları yoğun yaşayan insanlar için bu veriler çok da şaşırtıcı olmayabilir. Çünkü bu kör noktalar konusunda kaygı duyarak epey zaman harcıyoruz. Fakat psikolojik olarak uyumlu kişilerin, başkalarının kendileri hakkındaki düşüncesi konusunda en az fikir sahibi olduğu görülüyor.
Almanya’daki Martin Luther Üniversitesi’nde bu yıl yapılan bir araştırmada, öğrencilerden kendi kişilikleri hakkında, gruplarındaki diğer kişiler hakkında ve gruptakilerin kendilerine dair düşünceleri konusunda puanlama yapmaları istendi. Ayrıca öğrencilerin psikolojik uyumuna ilişkin durum değerlendirmesi yapılarak özsaygıları, kişilik sorunları gibi konulara bakıldı.
Psikolojik olarak uyumlu ve istikrarlı öğrencilerin, başkalarının kendileri hakkındaki düşüncelerini daha az tahmin edebildikleri, kendi yargılarını onların da düşüncesiymiş gibi algıladıkları görüldü. Bu genellikle pozitif bir değerlendirme oluyordu.
Benzer bulgular depresyona yönelik çalışmalarda da görülmüştü. Depresyondan mustarip kişiler kendileri hakkında daha az taraflı davranıyor, dünyayı daha gerçekçi görebiliyordu.
Hangi fotoğraf güzel?
Kişilerin kendileri hakkındaki kör noktalar özellikle sosyal medyada daha belirgin görülüyor. Günümüzde kendimizi dış dünyaya fiziksel olarak tanıtmaktan çok sanal alemde tanıtma durumu söz konusu.
Psikologlar bu yeni durumda başkalarının bize dair düşüncelerini nasıl yanlış yorumlayacağımızı araştırıyor. Bu yıl yapılan bir araştırmada, sosyal medyada yayınlanan selfie’ler çerçevesinde bu sorun ele alındı.
200 kadar üniversite öğrencisi psikoloji laboratuvarında selfie çekti; sonra da araştırmacılardan biri aynı telefonla onların fotoğrafını çekti. Öğrenciler bu fotoğraflardaki görünümlerini cazibe ve sevimlilik bakımından puanladı.
Araştırmacılar, sık sık selfie çeken öğrencilerin kendi selfie’lerini diğer fotoğraftan daha çekici bulduklarını gördü. Fakat bağımsız kişilerin değerlendirmesi aksi yöndeydi.
Bütün bu bulgular, başkalarının sizin hakkınızdaki düşüncelerini gerçekten öğrenmek için onlara sormanın en doğru yol olacağını gösteriyor. Aile fertleri ve arkadaşlarınız doğruları söylediği sürece, başkalarının sizi sandığınız şekilde görmediğini öğrenmiş olursunuz. Kendi halinizden memnun ve başkalarını size dair düşüncelerinden eminseniz belki de en iyisi onlara hiç sormamaktır. Sorduğunuzda farklı cevaplarla karşılaşabilirsiniz. BBC Türkçe