Salgının en kritik virajında alelacele AVM’lerin açılışının gündeme getirilmesi tepki çekti. Bilim Kurulu üyeleri “AVM’lerin açılması en büyük risk” diye uyarılarını dile getirirken ortaya atılan 11 Mayıs takviminin neye dayanılarak oluşturulduğu merak konusu oldu. Böyle bir konuda ekonomik kaygıyla değil bilimle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Koronavirüsle mücadelede son günlerde yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte hassas süreci tehlikeye atabilecek tartışmalar da başladı. Birçok alanda normale dönüş konuşulurken, Bilim Kurulu’ndan da uyarılar devam etti. Alışveriş merkezleri (AVM) için açılma formülleri dillendirilirken, Prof Dr. Tevfik Özlü’den “Asla güvenli noktada değiliz” açıklaması geldi.
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Altaş, alışveriş merkezlerinin kademeli olarak 11 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde açılabileceğini söyledi. Altaş “Şimdi hayatın normale dönmesi açısından alışveriş merkezlerinin açılması gündemdedir. 11 Mayıs’tan itibaren bilim kurulumuz onay verirse ve perakendeciden en az yüzde 50’nin üzerinde talep gelirse kademeli olarak alışveriş merkezlerini açabileceğimizi söylüyoruz. Ancak tam olarak açılışımızı Ramazan Bayramı sonrası 1 Haziran’dan itibaren olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. AVM’lerin açılmasıyla sıkı önlemler alacaklarını savunan Altaş “Girişlerde maske dağıtılması, ateş ölçülmesi, içerideki dezenfeksiyon ve belli metrekarelere belli sayıda misafir kabul edilmesi gibi sıkı tedbirler alacağız” diye konuştu. Planladıkları ‘kademeli geçiş’in ayrıntılarını aktaran Altaş “Sinema, restoran, çocuk oyun alanları İçişleri Bakanlığı tarafından kapatıldığı için yine bakanlık tarafından açılmaları gerekecek. İlk etapta onların açılacağını düşünmüyoruz” yorumunu yaptı.
AVM-Der Başkanı Tahir Çelik de Türkiye’deki 453 AVM’den yüzde 80’inin şu anda kapalı olduğunu söyledi. AVM’lerin Bilim Kurulu kararı ya da İçişleri genelgesiyle kapanmadığını belirtek Çelik “Önde gelen markalarının eş zamanlı kepenkleri indirmesi ve İçişleri Bakanlığı’nın sinema, eğlence, kuaför ve yemek yeme yerleri ile ilgili kapatma ve kısıtlamaya yönelik genelgesinden sonra alışveriş merkezlerinin önemli bir bölümü kendi insiyatifleri doğrultusunda kapandı” dedi. Çelik, AVM’lerin açılmasıyla tedbirlerde gevşeme olmaması gerektiğini kaydederek “Aceleye getirilmemeli” yorumunu yaptı. AVM’lerin açılma tarihinin kendi insiyatiflerinde olduğunu ifade eden Çelik “Türkiye’deki bütün şehirlerde eş zamanlı bir AVM açılışı yerine şehir bazlı değerlendirmelere göre Anadolu’dan başlamak faydalı olacak. Cadde konseptli açık merkezlerin daha önce açılması beklenmektedir. Metropolledeki büyük ölçekli alışveriş merkezlerinin daha önce açılması da düşünülebilir” İfadelerini kullandı.
KÜÇÜK KENTLERDE BÜYÜK RİSK
Turizm, ekonomi ve eğitimde normalleşme tartışmaları ve yetkili isimlerden bu süreçlere dair tarih verilerek yapılan açıklamalar sürerken Bilim Kurulu’ndan ‘rehavete kapılmayın’ uyarıları da devam etti. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlü, Türkiye’de alınan tedbirlerin işe yaradığını belirterek verilerin salgının bulaşma hızının yavaşladığını gösterdiğini söyledi. Sözcü’ye konuşan Özlü “Tünelin ucunda ışığı gördük diyebiliriz ama asla o güvenli noktada değiliz. Tam tersine çok kırılgan çok hassas bir noktadayız. Gevşeme olursa bu yatay inme tekrar dikey hale gelebilir. İkinci bir pik ile karşılaşabiliriz” dedi. Özlü, sözlerine şöyle devam etti: “Şu dönemde çok ihtiyatlı konuşmaya çalışıyoruz. Dişimizi sıkacağız bu işi sonlandırıncaya kadar tedbirlerden asla geri adım atmamamız lazım. Başa dönmek istemeyiz. Aşı bulunmadığı için herkes hala risk altında.”
Özlü ‘normale dönüşte’ küçük kentler için de çarpıcı uyarıda bulundu: “Bu hastalıkta henüz elimizde aşı yok ve dolayısıyla geriye sadece hastalığın oluşturduğu bağışıklık kalıyor. Bu bağışıklığın büyük kentlerde oluşmuş olma olasılığı var ama küçük kentlerde henüz daha toplumun önemli kesiminin bu virüsle karşılaşmadığını tahmin ediyoruz. Normale dönme aşamalarında küçük kentlerde yeniden enfeksiyon zinciri başlayabilir. İkinci atak olabilir. O açıdan bu kentler arası ulaşım ve insan hareketleri konusunda kısıtlamaların olması sürebilir.”