Vaka artış hızının düşmesi ve iyileşen hasta sayısının yeni vakaları geçmesi, salgının frenlenmeye başladığının işareti oldu. Kritik süreçte Bilim Kurulu üyeleri ‘temkinli normale geçiş’ uyarısında bulundu. Test en büyük garantimiz. Taşıyıcıları izole etmek için daha fazla test yapmalıyız. Yeni vakaları engelleyince yangın söner. Ancak tedbirlere devam edilerek soğutma yapılmazsa yeni yangın başlar.
Kademeli normalleşme adımlarının konuşulduğu ve yasakların bitmesiyle sokakların dolup taştığı bu günlerde Bilim Kurulu Üyeleri art arda uyardı. “İyiye gidişi sürüyor ancak tedbirlerin kalması için erken” diyen kurul üyelesi Bayram sürecininde iyi yönetilmesi durumunda normale dönüşün daha çabuk olacağını söylüyor. Son tabloyu değerlendiren Bilim Kurulu’nun üyelerinden Prof. Dr. Tevfik Özlü, Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda her gün 2 bine yakın kişinin Kovid-19’a yakalandığını, 100’e yakın kişinin de yaşamını yitirdiğini hatırlattı ve şunları yazdı: “Henüz yangını söndüremedik, kontrol altına aldık. Ardından soğutma yapmamız lazım ki, ikinci bir atak başlamasın. Caddeleri, sokakları doldurarak, alışveriş için marketlere hücum ederek sosyal mesafeyi ihlal etmeyelim. İftarı hane halkımızla yapalım. Tedbirlere uyalım. İyi gidiyoruz ama gevşeyip, bugüne kadarki tüm emeklerimizi, çektiğimiz zahmetleri boşa çıkarmayalım.
BAYRAM SÜRECİNİ İYİ YÖNETMELİYİZ
Ramazan ve ertesindeki bayramda durumun iyi yönetilmesi durumunda normalleşme sürecinin başlayabileceğini belirten Özlü “Ramazan ve bayram dolayısıyla oluşabilecek bulaşma risklerini iyi yönetebilirsek, hane halkı dışındakilerle teması önleyip, sosyal mesafeyi koruyabilirsek, bayram sonrasında normale dönmeye başlayabiliriz. Yoksa daha uzun süre beklemek durumunda kalabiliriz” dedi. Özlü, tedbirlerin henüz gevşemesi için uygun bir zaman olmadığına dikkati çekerken de şu ifadeleri kullandı: “Başarabileceğimizi gördük, virüsü yenebileceğimizi anladık. Tedbirler işe yarıyor. Boşu boşuna evde kalmıyoruz. Şimdiye kadar kontrol altında yönettik salgını. Türkiye, Avrupa ülkelerine göre çok daha kısa zamanda ve çok daha az bedel ödeyerek salgının ilk atağını durduracak. Bugüne kadar neleri yaparak, başarılı olduysak; aynen devam etmeliyiz. Henüz tedbirleri gevşetmek için uygun zamanda değiliz.”
İKİNCİ DALGA ORTAYA ÇIKABİLİR
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk ise sokaklarda ve semt pazarlarındaki insan yoğunluğuna karşı uyardı. Prof. Dr. Öztürk şunları söyledi: ‘Sokağa çıkarken bu konudaki kurallara uyulması çok önemli. Bu bir tercih değil mecburiyet. Maske ve sosyal mesafe temel kurallar. Sürekli vurguluyoruz. Şu anda alınan tedbirlerin, kısıtlamaların belli bir kademeyle ortadan kalkması tamamen bize bağlı. Biz vatandaşlar olarak bu kurallara uyarsak normale en kısa sürede döneriz. Bu salgın ile başka türlü mücadele mümkün değil. Değişik nedenlerle sorun yaşayan ülkelerde örnekleri var. İkinci dalga ortaya çıkabiliyor. Bu da rehavete kapılmaktan ve tedbirleri gevşetmekten. Biz mevcut durumu korumalıyız. Rakamlarımız iyi. Daha da iyi olması için hiç gevşemeden sıkıca devam etmeliyiz. Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ne zaman ‘Bu salgın bitti, normale dönüyoruz’ derse o zaman normale dönülür. Ayrıca olay bizde bitmiyor. Komşu ülkelerde de dünyada da bitmesi lazım. Bizlere düşen Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarına kulak vermek ve söylenenleri harfiyen uygulamak.”
MAYIS VE HAZİRAN’DA KIRILMA OLUR
Koronanın iklimle bağlantısını araştıran İstanbul Üniversitesi Temmuz’un birinci haftasında vaka sayısında çift haneye düşülebileceğini duyurdu. Koronavirüs ile iklimler arasındaki ilişkiler konusunda açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi İstatistik Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Haluk Zülfikar, koronavirüsün iklim değişikliklerinden etkilendiğini söyledi. İstanbul Üniversitesi olarak yaptıkları çalışmada virüste 3 kırılma beklendiğini gördüklerini, Türkiye’de virüsün mayıs ve haziran ayında yaşanacak iki kırılmanın ardından, temmuz ayında durağanlaşacağını belirten Zülfikar “Temmuz’un birinci haftasını geçtiğimizde vaka sayısının iki haneli sayılara gelmesini bekliyoruz” dedi.
KORKUTAN SOSYAL MESAFESİZ KALABALIK
30 büyükşehir ile Zonguldak’ta ilan edilen 4 günlük sokağa çıkma yasağının sona erdiği sazartesinin ardından salı günü de pek çok noktada insan trafiği yoğunlaştı. İstanbul’da dün yer yer trafik oluştu. İBB trafik yoğunluğu haritasında trafik yoğunluğu sabah saatlerinde yüzde 13 olduğu görüldü. PTT önlerindeki e-Devlet şifresi kuyrukları da devam etti. 100 liralık ikinci faz yardımları için başvurmak isteyen vatandaşlar e-Devlet şifresi için PTT’lera koştu. Yoğunluktan dolayı 1 kilometreye varan kuyruklar meydana geldi. Avcılar ve Esenyurt’ta PTT önlerinde günlerdir istenmeyen kuyruklar yine oluştu. Semt pazarların da da benzer görüntüler vardı. Havanın da güneşli olması nedeniyle elışverişe çıkanlar yoğun kalabalıklar oluşturdu. Park ve bahçelerde oturanlar ise polis tarafından uyarıldı. Kurallara uymayanlara ceza kesildi.
TEST KRİTERLERİ DEĞİŞİP SAYI 60 BİNE ÇIKMALI
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 28 Nisan gününe ait koronavirüs tablosunu açıklarken 29 bin 230 yeni testin yapıldığını, temaslı sayısı ve temas ortamı azaldığı için, ihtiyaç duyulan test sayısında azalmanın devam ettiğini açıkladı. Ancak Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan koronavirüsü vakalarının tespit edilmesi için daha fazla test yapılması gerektiğini söyledi ve daha fazla test yapılmasını da istedi.
Katıldığı bir televizyonprogramında konuşan Prof. Dr. Ceyhan şunları söyledi: “Test sayısının neden azaldığı belli. Çünkü kriterleri değiştirmedik. Kimlere test yapacağımız kriterleri aynı. Bir hafta önceyle, iki hafta önceyle aynı… Kimlere test yapıyoruz? Diyoruz ki, ‘Şu, şu belirtileri olan ve aynı zamanda teması olan…’ Ya da üç belirti birden varsa temas aramadan yapıyoruz. Bunu değiştirmediğiniz sürece, size gelen, bu tipteki belirtileri olan kişi sayısı azaldıkça yaptığınız test azalıyor. Halbuki tam tersine kriterleri buna göre ayarlayıp daha fazla gevşeterek, daha fazla insana test yapacak hale getirip sayıyı artırmaya çalışmamız lazım. Çünkü hele de tedbirleri kaldırmayı planladığımız dönemde, test bizim en büyük garantimiz. Eğer bu kriterlerle test yapmaya devam edersek vaka sayısı azaldıkça test 15 bine düşer, 10 bine düşer… Bunu önlemek için Sağlık Bakanlığı’nın yeni vaka tanımını, yani test kriterlerini açıklaması lazım. Örneğin bazı şartları aramadan test yaparsak o zaman test sayısını artırırız.”
VİRÜS TAŞIYANLARI İZOLE ETMELİYİZ
“Şu ana kadar yaptığımız testlerin çok üzerinde test yapmamız lazım” ifadesini kullanan Ceyhan sözlerini şöyle tamamladı: “Çünkü artık insanları sokağa çıkaracaksak, bizim çok daha iyi virüs taşıyan insanları bulup izole etmemiz lazım. Kriterlerin değişmesi gerekir dediğim şu: Ateş ya da üst solunum yolu semptomlarından biri. Öksürük ya da nefes darlığı. Bunun yanında herhangi bir vakayla temas öyküsü varsa. O zaman bu temas öyküsü şartını kaldıracağız, ateş veya solunum sistemi belirtilerinden biri varsa diyeceğiz. Dolayısıyla test yapacağımız insan popülasyonu artacak. O zaman 20 bin test yerine, 50 bin, 60 bin test yapacağız. Öbür türlü kendimizi güvende hissedemeyiz. Belirtisiz olan çok sayıda insan var. Biz bunları tespit edemiyoruz. Birinin temaslısı olursa tespit edilebilir.”
14 BİN ÇOCUĞU KAYBEDEBİLİRİZ
Mehmet Ceyhan, koronavirüs salgını sürecinde aşının öneminin bir kez daha anlaşıldığını söyledi. Ceyhan “13 hastalığa karşı çocukları, devlet tarafından bir aşı şemasıyla aşılıyoruz. Bu aşıları kullanmayı bırakırsak, bunların içerisinden en az 5 tanesi bundan daha kötü salgın yapabilir. Her yıl 14 binin üzerinde çocuğu sadece aşı yapmadığımız için keybedebiliriz” dedi.