37. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazanan Vuslat Saraçoğlu imzalı Borç filminin festival yolculuğu devam ediyor.
Borç bu yıl 24-28 Ekim tarihleri arasında 7. kez düzenlenecek olan Uluslararası Zeugma Film Festivali’nin yerli film seçkisinde yer alacak. Antepli seyircilerle buluşan filmin ikinci durağı 26 Ekim’de İstanbul’da başlayacak olan 6. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali. Ulusal yarışma bölümünde yarışma filmleri arasında olan Borç; son olarak Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından 9-15 Kasım tarihleri arasında sekizinci kez düzenlenecek olan Malatya Film Festivali ‘Ulusal Uzun Metraj Yarışma’ bölümünde yer alacak…
Film 30 Kasım’da Başka Sinema dağıtımıyla vizyona girecek.
Daha önce Müslüm Babanın Evlatları belgeselini çeken ve Murat Düzgünoğlu imzalı Neden Tarkovski Olamıyorum filminde rol alan Saraçoğlu senaryosunu da yazdığı yeni filmi Borç’ta genel anlamıyla ‘iyilik’ kavramı üzerine sorular soruyor.
Serdar Orçin, İpek Türktan Kaynak, Rüçhan Çalışkur, Ozan Çelik, Beyti Engin, Feridun Koç, Öykü Sevinç ve Ülkü Aybala Sunat’ın rol aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Meryem Yavuz, sanat yönetmenliğini Osman Özcan üstlenirken, kurgusunda ise Naim Kanat imzası bulunuyor.
Karısı Mukaddes ve kızı Simge ile birlikte Eskişehir’de yaşayan Tufan’ın yan dairede yalnız yaşayan ve rahatsızlanan komşuları Huriye’ye uzattıkları yardım eli sonrasında yaşananları konu edinen film, yaşam alanları ve onların kullanımları üzerine de yoğunlaşıyor. Erkeğin yarattığı sorumluluk duygusunun kadının yaşam alanında ete kemiğe bürünmesi filmde karakterler üzerinden ayrı ayrı fedakârlık kavramının sorgulanmasına neden oluyor.
Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü tarafından “İlk Filmini Gerçekleştirecek Yönetmen” kategorisinde destek alan filmin yurt içi ve yurt dışı festival yolculuğu devam ediyor.
KONU:
Karısı Mukaddes ve kızı Simge ile birlikte Eskişehir’de yaşayan Tufan küçük bir matbaada çalışır. Bir gece yan dairede yalnız yaşayan komşuları Huriye aniden fenalaşır. Doktor, Huriye’nin bir süreliğine bakılması gerektiğini söyler. Fakat ona bakabilecek kimse yoktur. Tufan Huriye’yi ortada bırakmayı göze alamaz ve iyileşene kadar ona evinde bakmaya karar verir. Yaşadığı kimi korku ve kaygıların sonucunda Tufan’ın “iyilik” hali önemli sınavlardan geçer.