Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanlığı’nın bir süredir üzerinde çalıştığını kadına yönelik işlenen suçlarda uygulanacak cezaları açıkladı. Erdoğan, 28 Şubat’ta bir araya gelen 6 lideri hedef alarak, ”Kamuda çalışan başörtülü kadınları kapının önüne koydular. Türkiye’de kadın hakları konusundaki çifte standardın en bariz örneği 28 Şubat uygulamasıdır. İşte şimdi de 28 Şubat’ta acaba 2023’te biz nasıl hükümeti ele geçiririz gayreti içindeler. Kusura bakmayın ama o 28 şubat tarih oldu.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KADEM 4. Olağan Genel Kurulu’nda kadına yönelik şiddete ve Adalet Bakanlığı’nın bir süredir çalışma yürüttüğü pakete ilişkin konuştu.
Erdoğan, yeni düzenlemeye ilişkin ”Artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Sadece takım elbise giyip kravat takarak ellerini önünde birleştirip başını yana eğerek sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır. Kastan öldürme yaralama işkence ve eziyet gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da artırılacaktır.” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 muhalefet liderinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ mutabakat metnine imza attıkları 28 Şubat tarihine de tepki gösterdi. Erdoğan, ”Sözde çağdaşlık adına başlarını örttükleri için kadınların öğretim hakkını elinden aldılar. Kamuda çalışan başörtülü kadınları gözlerini kırpmadan kapının önüne koydular. İşte şimdi de 28 Şubat’ta acaba 2023’te biz nasıl hükümeti ele geçiririz gayreti içindeler. Kusura bakmayın ama o 28 şubat tarih oldu” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Derneğimizin 4. olağan genel kurulunun ülkemize ve özellikle kadınlarımıza hayıtlar getirmesini diliyorum. KADEM çatısı altında kadınlarımızın haklarının korunması konusunda gayret gösteren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Kadının temel hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sıkıntılar tamamen zamanın ve şartların ürünü toplumsal kabullerin eseridir. Kadını anne, eş, kardeş, evlat vasıflarıyla insanın bir yarısı erkeği de yine aynı vasıflarla insanın diğer yarısı görmeden bu meseleyi sağlıklı ve sürdürülebilir dengelere oturtmak bir hayli zordur.
Elbette ilahi takdirden kaynaklanmayan her meselenin çözümü idrakle, gayretle, sabırla mümkündür. Bu anlayışla ülkemizdeki kadınların dünyadaki genel yönelimlerden farklı bir seyir izleyerek bugüne gelen şiddetten eğitim ve iş hayatındaki adaletsizliklere kadar geniş bir yelpazeye yayılan mücadelelerinde her zaman yanlarında olduk.
”KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMINI YÜZDE 27’DEN 34 SEVİYESİNE ÇIKARDIK”
Kadınların haklarını savunmak onları küçümseyerek metalaştırarak meseleyi sadece birkaç başlığa indirerek değil onların insan sıfatıyla zaten sahip oldukları haklarını teslim etme anlayışıyla yapılır. Biz ülkeyi yönetme sorumluluğu ürettiğimiz günden beri işte bunun mücadelesini veriyoruz. İnsani, siyasi, sosyal gibi her alanda kadınlarımızın çok önemli mesafeler katetmesini sağladık.
Sonuçta kadınların iş gücüne katılımını yüzde 27’ler seviyesinden yüzde 34’ler seviyesine çıkardık. Kız çocuklarımızın tamamını eğitimle buluşturarak her seviyede onların eğitim öğretimlerini kolaylaştırarak artık bu başlığı sorunlarımız arasından neredeyse tamamen çıkardık.
Mimarlardan avukatlara öğretmenlerden sağlıkçılara kadar pek çok meslek dalında kadın-erkek oranı büyük ölçüde dengelenmiş durumdadır. Elbette karar alma mekanizmalarında ve istihdamda kadınların temsili konusunda hala arzuladığımız seviyeye ulaşabilmiş değiliz ama katedilen mesafenin önemini de görmezden gelemeyiz.
”6284 SAYILI KANUN DÜNYADA ÖRNEK TEŞKİL EDEN BİR DÜZENLEMEDİR”
Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede tarihi bir evrim olan 6284 sayılı kanun dünyada örnek teşkil eden bir düzenlemedir. Şiddete uğrayan veya uğrama ihtimali bulunan kadınların korunması için konuk evleri açılmasından izleme merkezleri kurulmasına kadar pek çok tedbir hayata geçirilmiştir.
Kadına sırf cinsiyetinden dolayı uygulanan şiddeti, özellikle öldürme eylemini insan olan hiç kimse kabul etmez, edemez. Ülkemizdeki kadın cinayetleri oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geridedir. Ancak bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar kendimizi görevimizi yapmış sayamayız.
”CEZALAR DAHA DA ARTIRILACAK”
Nitekim bir süredir adalet bakanlığımız bu çerçevede yeni bir reform paketinin hazırlıklarını yürütmektedir. Taslağı üzerindeki çalışmaları biten bu paketi en kısa sürede TBMM’nin gündemine getireceğiz. Yeni düzenleme ile artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir.
Sadece takım elbise giyip kravat takarak ellerini önünde birleştirip başını yana eğerek sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır.
Kastan öldürme yaralama işkence ve eziyet gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da artırılacaktır.
Nikâhlı veya boşanmış eşe karşı işlenen tehdit suçlarına verilecek cezaların da alt sınırı altı aydan dokuz aya çıkarılacaktır.
Fiziken veya iletişim araçları vasıtasıyla yapılan ısrarlı takip eylemleri artık cezası artık 6 aydan 2 yıla kadar hapisle sonuçlanacak bir suç olarak işlem görecektir.
Aynı şekilde eşe veya boşanılan eşe karşı işlenen kasten yaralama suçları da katalog suç düzenlemesine dahil edilerek tutuklama kararları kolaylaştırılacaktır. Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilebilecektir.
MUHALEFETE 28 ŞUBAT TEPKİSİ
Bu hafta 28 Şubat post-modern darbesinin yıl dönümüydü. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, kadını hayatın her alanında öne çıkarma lafını söyleyenlerin, zihinlerinin gerisindeki faşist uygulamayı gördük. Sözde çağdaşlık adına başlarını örttükleri için kadınların öğretim hakkını elinden aldılar. Kamuda çalışan başörtülü kadınları gözlerini kırpmadan kapının önüne koydular. Türkiye’de kadın hakları konusundaki çifte standardın en bariz örneği 28 Şubat uygulamasıdır. İşte şimdi de 28 Şubat’ta acaba 2023’te biz nasıl hükümeti ele geçiririz gayreti içindeler. Kusura bakmayın ama o 28 şubat tarih oldu. Sizlere yeniden 28 Şubat inşa ettirmeyiz.
“CUMHURİYET TARİHİNİN TAMAMINDA YAPILANLARI 5’E 10’A KATLAYAN İŞLER YAPILDIĞINI GÖRDÜK”
Şimdi bir araya geliyorlar. Büyüklerimizin güzel bir ifadesi var. Benim oğlum bina okur, döner döner bir daha okur. Bunların durumu bu. Ülkemizin potansiyelini harekete geçirdiğimizde, Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanları 5’e 10’a katlayan işler yapıldığını gördük. Bunları yapmaya devam ediyoruz. kadınlarımızın toplumda, çalışmada, siyasette, evde her alanda haklarını koruyabileceklerini göstermek bu dönemin kazanımlarındandır.”