Bundan çok değil belki bir 10 sene önce insanlar internet üzerinden tanıştıklarını, flört ettiklerini söylemeye çekinirken, günümüzde herhangi bir sosyal ortamda birliktelik kurmuş kadar doğal karşılanıyor.
“23 Haziran 1943’te Newhaven’da doğan Vinton Cerf, California’daki Stanford Üniversitesi’nde Matematik Mühendisliği okuyan bir öğrenciydi. 1966 yılında üniversiteyi henüz bitiren Cerf, doğuştan işitme engelli olan Sigrid ile tanıştı ve ona büyük bir tutkuyla bağlanarak evlendi. Eşini çok seven Cerf, onun dış dünya ile iletişim sağlayamamasına çok üzülüyor ve buna bir çözüm bulmak istiyordu. Aklına gelen bir fikir ile araştırmalara başlayan Cerf, bilgisayarlar arasındaki veri transferi olayını belirli temellere oturtmaya çalışıyordu.
O dönemlere denk gelen süreçte Amerikan ordusu tarafından 1969’da Arpanet isimli internet benzeri geniş bir yerel ağ kurulmuştu. Bu sistem tamamen güvenlik amaçlı bir iletişim ağı olduğundan kendi sınırları içerisinde hapsolmuş bir yapıya sahipti. Cerf araştırmalarında bu sistemi ilham kaynağı olarak kullandı ve eşinin diğer insanlarla iletişim kurabilmesini sağlayabilmek için sistemi yaymaya başladı.”
Bugün elimizin altında bulundurduğumuz bu teknolojiyi maalesef önce savaşa fakat hemen sonrasında da büyük bir aşka borçluyuz. Bundan çok değil belki bir 10 sene önce insanlar internet üzerinden tanıştıklarını, flört ettiklerini söylemeye çekinirken, günümüzde herhangi bir sosyal ortamda birliktelik kurmuş kadar doğal karşılanıyor. Çünkü koskoca evrende bile yalnızız ve gerçekten çok haklıyız!
7 milyar içinde doğru insan
Sistemi çözmekte zorlanıyoruz ve doğru adam/doğru kadını bulmak her zamankinden daha zor olmaya başladı. Alanımızı genişlettik. Geçmişte gönlümüzü verebileceğimiz lokasyonlar üç mahallelik alanı kapsarken şimdi 7 milyar insan arasında doğru insanı bulmaya çalışıyoruz. Binlerce doğrunun arasında bizim aradığımız gerçekten “en doğru” insan.
Seçeneklerimiz çoğaldıkça kaos da çoğalmış oldu. Beynimiz bize en uygun adayı ararken karşılaştığı seçenekler karşısında kendini korumaya aldı. Beynimiz hayali bir varlığı aramaya koyuldu. Var olmayan bir doğrunun peşinde arayışımızı sürdürüyoruz. Bu serüvende de karşımıza çıkan adaylarımızı değerlendirip, biraz kulp bularak sepette olduğuna inandığımız kişiyi daha iyisini aramaya devam etmek için bir yerlere bırakıyoruz.
Aradığınız doğru insana şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar arayınız!
Peki, neden bu kadar zor istediğimiz kriterlerde birine rahatlıkla ulaşamamak? Oysaki arama kriterlerinin bize kolaylık sağlaması gerekiyor. İstediğimiz kriterleri yazdığımızda, karşımıza doğru sonuçları çıkarması, bize istediğimiz aşkı sunması gerekmiyor mu? İşte sorun da tam burada başlıyor. Belki farkında bile değiliz ama biz arayışımıza başlarken kendi kriterlerimizi belirlemekten çok uzakta davranıyoruz.
Doğru insana giden yolu hazırlarken kendi eksikliklerimizi gizlemeye çalışıyoruz ve bingo! Aslında doğru yolda ilerliyoruz. Fakat bizi bu aşamada bir tehlike bekliyor. Eksikliklerimizi gizlemekle kalmayıp, onun bıraktığı boşluğu, suni bir “hayal kişi” yaratıyor ve aslında olmak istediğimiz karakter ile bu boşluğu dolduruyoruz. Oluşturduğumuz profiller olduğumuz kişinin en makyajlı, en güzel, en süslü haliyken karşımızdaki insanın doğallığı ile karşılaşınca ürkmeye başlıyoruz. Oysaki karşılaştığımız kendi kusurlarımız.
Uzay çağının getirdikleri
Yeni bir çağda yaşıyoruz, kendimizi istediğimiz gibi şekillendirebildiğimiz, kendi filmimizin başrolünde oynayabildiğimiz mükemmel bir yeni dönem. Bundan 5 sene önce sadece televizyonda gördüğümüz ünlülere istediğimiz her an ulaşabiliyoruz ve ünlü olmak için televizyona ihtiyaç duymadığımız yeni bir çağda istediğimiz zaman ünlü olabileceğimizi biliyoruz!
Yapmamız gereken şey çok basit aslında. Bu çılgın dönemde gerçekten neyi istediğimize odaklanabiliriz. Eğer gerçekten mutlu olmayı istiyorsak, bizi gerçekten mutlu edebilecek kişi için kriterler oluşturalım. Sizi gülmek mutlu ediyorsa, kahkahalara odaklanın. Sizi bilgi mutlu edecekse, size ahkam kesenlere değil öğrenmeyi ve öğretmeyi sevenlere odaklanın. Sizi özgürlük mutlu ediyorsa, duygusal anlamda daha güçlü insanlardan korkmayın!
Yedi milyar insan arasında bulamadığınız şey doğru insan değildir. Kendi kendinizi arıyorsunuzdur ve bakmadığınız tek yer bulunduğunuz noktadır. Zodyaklı