Meselelere sadece zihnimizle değil, daha güçlü bir benlik duygusuyla, öz güvenle ve içgüdülerle karşılık vererek hayata karşı daha güçlü bir duruş sergileyebiliriz.
Hayat zorlaşmaya veya yoğunlaşmaya başladığında birçoğumuz kafamızın içinde dönüp duran şeylerle o kadar meşgul oluyoruz ki, bedenimizin geri kalanında neler olup bittiğini unutuyoruz. Oysa hayatta karşımıza çıkan zorluklara ve problemlere en iyi şekilde yanıt vermenin formülü, bedenimizin tamamını kullanmaktan geçiyor. Meselelere sadece zihnimizle değil, daha güçlü bir benlik duygusuyla, öz güvenle ve içgüdülerle karşılık vererek hayata karşı daha güçlü bir duruş sergileyebiliriz. Bu aslında geçmişe takılıp kalmak veya sürekli geleceği düşünmek yerine bulunduğumuz ana ve mekana odaklanmak anlamına geliyor. Benlik duygusu, kendinizi nasıl algıladığınızı, nasıl gördüğünüzü ifade ediyor. Eğer kendinize dair algınız içsel eleştirilerinizle doluysa, benlik algınız tehlikeli bir konumda olabilir. Özgünlüğünüzü, öz güveninizi ve hayata dair neşenizi ortaya koymanız zor olabilir. Bu yüzden benlik algınızı gerçekçi bir şekilde oluşturmalısınız. İşte benlik algınızı oluşturmanın ve güçlendirmenin püf noktaları:
1. Kendinizi tanıyın
Hayatta özgün bir benlik algısına sahip olabilmek için kendinizi tanımalı ve bu konuda gerçekli olmalı, kendinizin farkına varmalısınız. Zayıf noktalarınızı bilmeli, değerlerinizi, inançlarınızı, davranışlarınızı, dünyada nasıl varlık gösterdiğinizi ve başkalarıyla nasıl etkileşim kurduğunuzu bilmelisiniz.
2. Kendinizi kabul edin
Gelişimin en önemli unsuru, kendini kabul etmekten geçer. İnsanın kendine saygı duyması; performansını, kazanımlarını, kendi değerinin farkına varma duygusunu, kendisiyle ilgili gurur duyulacak şeyleri geliştirir. Ancak performans zayıfladığında, kendine duyulan saygı azalır. Oysa kendinizi kabul ederek, sadece “iyi” taraflarınızı görmek yerine resmin tamamına bakmayı ve kendinizi her şeyinizle değerlendirmeyi öğrenirsiniz. Yeteneklerinizi, başarılarınızı ön plana çıkarırken başarısızlıklarınızı, engellerinizi saklamaktan veya daha farklıymış gibi göstermekten vazgeçersiniz. Kendini kabul etmek, mükemmel olmamanın insan olmanın kaçınılmaz bir gerçekliği olduğunu kabul etmektir. Bu aynı zamanda gerçekçi ve dürüst olmak anlamına da gelir.
3. Sınırlarınızı belirleyin
Eğer içinde bulunduğunuz duruma uyum sağlama gibi bir eğiliminiz varsa, bunu belki yapabilirsiniz ancak bu durumun sizin benliğinize zarar vermesinden de kaçamazsınız. Başkalarını memnun etmek için kendi fikirlerinizi, eğilimlerinizi inkar ederek benlik algınıza ve bütünlüğünüze zarar vermiş olursunuz. Tabii ki hayatta kurulan toplumsal veya bireysel her ilişki fedakarlıklar gerektirir ancak bu fedakarlıklar sınırlarınızı ihlal etmemeli. Kendi benliğinizi korumak için sınırlarınızı belirlemeli, zorlamaları kabul etmemeli, hayır demeyi öğrenmeli ve eleştirileri göğüsleyebilmelisiniz.
4. Korkularınıza güvenmeyin
Hayatta endişe ve korku duyulacak pek çok şey var; dünyanın içinde bulunduğu durum, bilinmezlikler, kişisel geleceğinizin ne olacağı, öngörülemeyen şeyler, beklenmedik gelişmeler… Ancak tüm bu korkular insanı abartılı düşüncelere ve olayları terörize etmeye yönlendirir. Korku yüzünden bir şeylerden kaçınmak, korkuyu yenmenizi sağlamaz. Korkuyla yüzleşmek ve ona karşı harekete geçmek ise sizi güçlendirir ve güven verir.
5. Kendinizle barışın
Zihniniz zaman zaman korkular, endişeler, başarısızlıklar çalıp söyleyen bir radyoya mı dönüşüyor? Motivasyon, rasyonel düşünme, harekete geçme duygusu bir anda yok mu oluyor? Endişelenmeyin, hayatta hepimiz zorluklar ve iniş çıkışlar yaşıyoruz. Belirsizliklerin, güvensizliklerin, hataların, endişelerin hakim olduğu zamanlar yaşanıyor. İşte böyle zamanlarda o radyoyu dinlememelisiniz. Zor zamanlarda bile kendinizle barış içinde olmaya çalışın. Hayattaki zorluklar karşısında ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağınıza dair kendinize güvenin. Bazen biraz yavaşlayın, nefes alın ve kendinizle barışık olduğunuzu hatırlayın. Herkes kadar siz de kendiniz için değerlisiniz.
6. Hayatınızı kendiniz yönetin
Hayatta hepimizin kontrolünün dışında olan birçok şey yaşanıyor. Ancak çaresiz veya umutsuz olmak, ertelemek veya pasif davranmak, başkalarının istediği gibi olmak, size söylenene eleştirmeden inanmak kişisel gücünüzü sabote etmekten başka bir işe yaramıyor. Oysa hayatta karşınıza çıkan şeylere istediğiniz gibi yanıt verme ve kendi yolunuzu çizme hakkına sahipsiniz. Kendinizin farkına vararak, kendinizi kabul ederek, sahip olduğunuz pozisyonu koruyup kendi seçtiğiniz yolda yürüyerek daha güçlü bir benlik algısına ulaşabilirsiniz.