Engin Akyürek: Aşık olursam gizlemem, paylaşırım

Engin Akyürek, Ölene Kadar dizisiyle ekrana döndü. Engin Akyürek, verdiği bir röportajda hayatına dair bilinmeyenlerini anlattı. İşte Engin Akyürek’in bilinmeyenleri.

Ölene Kadar dizisiyle ekrana geri dönen ünlü oyuncu Engin Akyürek, Sabah Gazetesi’nden Sonat Bahar’a bilinmeyenlerini anlattı.

İŞTE O RÖPORTAJDAN BAZI KESİTLER:

Engin Akyürek atv’nin yeni dizisi Ölene Kadar’ın Dağhan’ı olarak karşımızda bu kez. Epeydir ortalarda yoktu. Meğer boş durmamış, dergiciliğe el atmış. Bir yıldır arkadaşlarıyla Ankara’da bir dergi çıkaran Akyürek, yazı yazıyor hatta röportaj yapıyor. Dizilerde hep aşık bir adamı canlandıran Akyürek: “Çatışmalı, sert, travmatik ilişkilerin adamı oldum hep. Seyircinin hikaye içinde aşk beklentisi oluyor. Aşk her şeyi güzelleştiriyor.”

İstanbul’da karların erimeye başladığı, güneşin sıcaklığını hissettirdiği bir günde buluşacaktık Engin Akyürek’le… Kafenin bahçesinde menajeri Özlem Durak ile oturuyoruz, karşımızdaki masada iki genç kadın var.

O henüz ortalarda yok. Bir anda karşı masadaki kızların bakışları değişiyor, gözleri parlıyor. Anlıyorum ki, Akyürek geliyor… Yanılmıyorum. Koca bir gülümsemeyle masamızda…

Böyle bir etkisi var Engin Akyürek’in…. Yıllardır özellikle kadınların hayranlığını kazanırken, kariyer basamaklarını da hızla çıktı. Rol aldığı diziler ve filmler aracılığıyla her seferinde farklı bir kitlenin beğenisini kazandı.

Yabancı Damat, Bir Bulut Olsam, Fatmagül’ün Suçu Ne? Kara Para Aşk… Zeki Demirkubuz’un Kader filmi ve Bir Küçük Eylül Meselesi… Epey zaman olmuş, epey işe imza atmış değil mi? Bu kez Engin Akyürek’le atv’de ekrana gelecek Ölene Kadar dizisi için bir araya geldik. Kalabalık bir yerde buluştuk. Onu her gören, bir kez daha bakma ihtiyacı hissediyor. O ise son derece rahat. Alışmış bu hale…

KARŞIMDA TELEFONLA OYNAYANA GICIK OLURUM

– Arkadaşlarınızla sohbet ederken cep telefonunuzu karıştırmaz mısınız?

– Yemek yiyorsak, sohbet ediyorsak, ters çeviririm ve bakmam. Bunu karşımda beni rahatsız edecek şekilde yapana da gıcık olurum. Saygısız bir tutum değil mi? O zaman karşımdaki kişi benimle değil, yazıştığı kişiyle de değil. İşte bu modern insanın sorunu, nerede olduğumuz belli değil. Bazen evde iki üç saat kapatıyorum telefonu.

– Sizinle ilgili kimle konuşsam ilk merak ettikleri, ortalarda hiç görülmediğiniz konusu…

– Benden beklenen bir şey var ve ben o beklentiyi karşılamıyorum demektir bu. Ama o beklenti ne? İstanbul’da üç-dört mekana git, şu yolda yürü gibi bir sınırlandırma yaparsak, oralara gitmeyen insanlara haksızlık edilir. Hiç ortalarda görülmüyor değilim, Anadolu yakasında yaşıyorum ve hayatımı buradaki hayata göre kurdum. Belki karşı tarafta yaşasam Bebek sahilde koşacaktım.

– Kız arkadaşla görülme gibi bir durumunuz da yok. Özel hayatınız da gizem içinde…

– Öyle bir durum olursa görürsünüz. Görülmesi gereken bir süreç olursa gizlemem, paylaşırım.

KIRILMALAR AĞIR OLUR

– Yeni dizide 11 yıl hapis yatmış bir adamı canlandırıyorsunuz. Zor mu bir oyuncu için?

– Zor. Onun yaşadıklarını anlamak adına çok zorlandım… 11 yıl çok uzun bir zaman. Genç yaşta haksız yere hapse giren biri. Oysa hayalleri olan, geleceğe inanan, pırıl pırıl bir insan. Bizim gibi rasyonelliğe, belli kavramlara, hukuka inanan insanların başına bu tür bir şey geldiğinde, yaşadığımız travma ve kırılmalar, bu tip kavramlara inanmayan insanların yaşadıklarından daha ağır oluyor.

– Bu zamana kadar canlandırdığınız karakterlerden farklı mı?

– Karakterlerimin kırılma noktaları olurdu, olaylar onları değiştirirdi. Fatmagül’ün Suçu Ne’de, tecavüz öncesi ve sonrası, aşk öncesi ve sonrası… Kara Para Aşk’ta Ömer’in abisinin katil olduğunu öğrenmesinden önce ve sonrası… Burada Dağhan’ın yaşadığı daha büyük bir kırılma. Hayatında inandığı ve değer verdiği kavramlar yer değiştirecek. Dostları, arkadaşları, işi, gücü, hayata bakışı…

– Dağhan karakteri hayatının aşkı olan ve hapse girince ayrıldığı Beril ile onu hapisten kurtaran Selvi arasında kalacak gibi hissediliyor. Böyle bir durum söz konusu olacak mı?

– Dağhan’ın özgür kaldıktan sonra ne yaşayacağını hayatın hangi tarafa gideceğini ben de merak ediyorum. Senaristimiz Elif Usman’ın yazacağı senaryoya bağlı bu sorunun cevabı. Dağhan’ın gerçeği ararken bir yandan da aşkı bulması güzel olur diye düşünüyorum.

– Dizilere vakit ayırdığınız kadar sinemaya ayıramıyorsunuz… Oysa Kader gibi müthiş bir filmle sinema kariyeriniz başladı…

– Projelerle ilgili bir tercih bu. Sevdiğim ve aklımın kaydığı bir senaryo olursa her yıl film çekmeyi isterim. Sinemayı çok seven biri olarak orada bir üretim içinde bulunmam gerektiğinin farkındayım. Sadece hikayelerle ilgili bir durum bu. Dizi dönemlerinde sinema zaten çok zor.

– Size biçilen bir rol var bu sektörde, âşık adam… Ekran seyircisinin illa bir aşk görmek istediğinin farkındayım ama size biçilen rolden memnun musunuz?

– Oynadığım karakterler hiçbir zaman ağaca ismini kazıyan âşık rolleri değildi. Bir hikayenin unsuruydu aşk. Çatışmalı, sert, travmatik ilişkilerin adamı oldum. Onları tercih ettim. Seyirci sizi bir karakterle sevebilir ama başka bir adam rolüyle de sevebilir. Seyircinin hikaye içinde aşk beklentisi oluyor bu da yadsınamaz. Aşk içine girdiği her şeyi bi güzelleştiriyor ya.

SOSYAL MEDYA KULLANMIYORUM

– Hayran kitleniz dillere destan… İnanılmazlar ve sanırım tüm star oyunculardan daha aktif bir hayran kitlesine sahipsiniz…

– Sağ olsunlar. Sosyal medya kullanmadığım için teşekkür etme fırsatım olmuyor. Buradan çok teşekkür ediyorum. Ben sadece bir iş yapıyorum, sosyal medyada değilim, fotoğraf paylaşmıyorum, onlarla yazışmıyorum, onlarla bir temasım yok, buna rağmen yaptıkları şey çok değerli. Sayıları giderek artıyor ve organize biçimde hareket ederek yardım faaliyetleri düzenliyorlar benim adıma. Bu çok kıymetli. Geçtiğimiz sene dizi setine birkaç hayranım geldi. Doğum günümdü… Birbirleriyle benim sayemde tanışmışlar, arkadaş olmuşlar ve seyahat ediyorlardı. Bu çok mutluluk verici.

ÇOK GÜZEL ZAMAN ÖLDÜRÜRÜM

– Kiminle yaşıyorsunuz. Nasıl bir hayatınız var?

– Erkek kardeşimle yaşıyorum. Son derece mutlu, sade bir yaşantımız var.

– Evde en çok ne var?

– Kitap ve film vardı. Ama artık filmleri platformlardan izliyorum.

– Kıyafet alışverişinizi kim yapar?

– Ben yapıyorum. Alışverişi de sevmem, sıkılırım. İlk gördüğümü alır giyerim. İmaj kaygım yok. Sevdiğim şeyler var, asla giymeyeceğim şeyler vardır. Beyaz pantolon asla giydiremezsiniz, renkli kot çok sevmem. Sadelik tercihim.

– Dizi olmadığı zamanlarda nasıl geçer günleriniz?

– Bir buçuk yıldır bir şey yapmadım zaten… Dergiyle ilgilendim. Tatil yaptım, yurtdışına çıktım. Kara Para Aşk döneminde çok yoğun çalışmıştım. Ne sosyal hayatıma, ne arkadaşlarıma, ne kendime vakit ayıramamıştım. Bittikten sonra fark ettim ki, ilgilenmem gereken çok fazla şey var. Önce kendimle vakit geçirdim. Okumam gereken, izlemem gereken biri sürü şey vardı. Onları yaptım. Çalışırken yoğunluk ya da yorgunlukla ilgili çok derdim olmaz. Ama tatil yaparken, zamanı çarçur etmesini seviyorum. Sabah kalkıp güne dair plan yapan biri değilim. Çok güzel zaman öldürürüm. Bundan da büyük keyif alırım. “Bugün de boş geçti” diye düşünmem. Yalnızlıktan keyif alırım. Bazı insanlar vardır, zamanı çok iyi kullanmak isterler, ben onlardan değilim. Bazen bir yere gidip, üç saat orada oturabilirim. Arabayla bir yere giderim, oranın mutlaka görülecek yerleri vardır, yolda keyifli bir kafe gördüysem otururum, kalkmam oradan, görülecek yerleri görmeden dönerim.

– Çok canınız sıkkın olduğunda ne yaparsınız?

– Kitap okurum. İyi gelir bana. Arkadaşlarımla, dostlarımla buluşmamaya gayret ederim çünkü haksızlık etmek istemem onlara. Çok çok canım sıkkınsa uyurum.

 Neden Engin Akyürek? 

Türkiye'nin en hızlı ve kolay okunan internet magazin medya haber gazetesi "gazetemag.com" da günün en güncel haberlerini, aynı zamanda arşivimizi takip edebilir, okuyabilir ve sosyal medyada paylaşabilirsiniz...
GazeteMAG Arşiv Haberler

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmanız için çerez kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanmayı kabul etmiş sayılırsınız.TAMAMDetaylı bilgi için tıklayınız.