Tatbikat Sahnesi, pandemi nedeniyle tiyatroya gidemeyen sanatseverler için online prömiyer gerçekleştirdi.
İLK ONLINE TİYATRO PRÖMİYERİ
Erdal Beşikçioğlu’nun sahneye koyduğu ve baş rolde oynadığı ‘Fahrenheit 451’ oyunu önceki akşam tarihi Fişekhane’de ilk kez seyirciyle buluştu. Pandemi önlemleri alınarak mesafeli koltuklarda izlenen oyunun temsili aynı zamanda Türkiye’de online olarak yayınlanan ilk tiyatro prömiyeri oldu. Oyun öncesi Tatbikat Sahnesi’nin sosyal medya hesaplarından kulisten ve fuayeden yapılan canlı yayınlar ile online seyirciye tiyatro atmosferi yaşatıldı.
Fahrenheit 451’in prömiyerine ünlü isimler de katıldı. Burcu Özberk, Yasemin Allen, Yurdaer Okur, Serhat Kılıç, Denizcan Aktaş ve Hafsanur Sancaktutan oyunu beğeniyle izlediklerini belirtirken ilk online prömiyer deneyiminin pandemi sürecinde sıkıntı yaşayan tiyatrolara yeni bir yol açabileceğini ve nefes aldırabileceğini dile getirdiler.
‘’ERİŞİM SIKINTISINA YENİLİKÇİ ÇÖZÜM GELİŞTİRDİK’’
Online prömiyer ile pandemi sürecinde seyircinin yeni oyunlara erişim sıkıntısını aşmak için yenilikçi bir çözüm geliştirmeye çalıştıklarını söyleyen Erdal Beşikçioğlu, “Kalabalık ortamda olmak istemeyen insanların endişelerini bir parça giderebilmek için Tatbikat Sahnesi olarak buna karar verdik. Dijital ortamda Türkiye’nin her yerinden prömiyerimize salondaki seyircimiz gibi aynı heyecanla katılabildiler.” diye konuştu. Oyunun bir sonraki temsili 11 Ekim’de Fişekhane’de olacak.
Fahrenheit 451
Arzulanan ve hayal edilen ütopik toplum modelinin anti-tezi niteliğindeki “distopya” kavramı; gelecekte ya da kurgusal bir evrende geçen, özgürlüğün reddedildiği, bunaltıcı ve baskıcı bir ideolojinin düzen adına yol açtığı korkuyu, acıyı, güvensizliği ve mutsuzluğu anlatır.
İnsan psikolojisinden başlayarak toplum düzenine yayılan bu denetlenemez kâbusta, kurtuluş mümkün olsa bile onu gerçekleştirmek her zaman mümkün müdür? ‘Fahrenheit 451’; Bradbury’nin distopyası değil, açık seçik bizim dünyamızdır, kendi tarihimiz. Zaman ise belirsiz değil, daima bu zamandır.
Şimdi sor kendine, kitap kağıtlarını tutuşturmayı sağlayan bir sıcaklık derecesi, düşünceyi ortadan kaldırmaya yeter mi?