Facebook ve Google, gözünü “internetin kötü reklamları” olarak da anılan küçük şirketlerin payına dikti.
Online reklamcılık dünyası ikiye ayrılıyor: paranızı almaya çalışan küçük, sahte reklamlar ve Google ve Facebook’ın başı çektiği büyük şirket reklamları.
Uzun bir süre boyunca bu iki gurup bir arada var olmayı başardı. Fakat son zamanlarda, Silicon Vadisi’ndeki büyük şirketler küçük ve sahtekar reklamlara bir son vermeye kararlı. Bu tür reklamlardan hepten kurutulmak için artık engelleyici donanımlı tarayıcıları tercih edip, algoritmik olarak bu tarz reklamları blok’lamaya çalışıyorlar.
Daha az reklam fikri kulağa güzel geliyor olsa bile, bu yönde ilerlemek online reklam dünyasında bir ‘’duopoly’’ ile sona erecek gibi gözüküyor.
SEKTÖRÜN İKİ DEV AKTÖRÜNÜN PAYI YÜZDE 70
Pivotal Research Group’un bu hafta yayınladığı bir rapora göre son 3 ayda, internet reklamlarında harcanan her dolların yüzde 70’i Google veya Facebook’a gitmiş gözüküyor.
Geriye kalan yüzde 30’un yarısı ise Snapchat, Amazon ve Twitter gibi daha küçük şirketlere gitmiş gözüküyor. Geriye kalan minik dilim ise işleri daha da çok karıştırıyor. New York Times, BuzzFeed, reklam robotları ve dolandırıcılar geriye kalan az miktardaki reklam gelirleri için birbirleriyle yarışıyorlar.
Dijital reklamlara harcanan para her geçen gün artıyor. Bazı tahminlere göre dijital reklamlara harcanan her yeni doların 99 cent’i Google veya Facebook’a gidiyor ve ‘’duopoly’’nin (düöpol) gücü artıyor. Son 2 senede, duöpol’un payı 64%’ten 71%’e çıktı.
İlk duyumda kulağa çok büyük bir artış gibi gelmese bile, büyümenin yüzde 1’inin 830 milyon dolara eş değer olduğunu unutmamak gerek. Google ve Facebook dışındaki şirketler adeta onlardan geriye kalan artıklar için birbirlerinene karşı mücadele veriyorlar.
“TEK SUÇLU FACEBOOK VE GOOGLE DEĞİL”
Reklam analisti Brian Wieser’a göre tüm suç Google ve Facebook’un değil. Reklam teknolojilerinin zayıf iş modelleri sonlarının gelmesinde büyük bir rol sahibi. Girişim kapitalisti Fred Wilson, Ocak ayında bu sene bir internet reklam şirketi için yatırımcı bulmanın nerede imkansız olacağını öngördü. Wilson, ‘’Reklam teknolojisi sektörü araştırma, sosyal ve mobil yönünde ilerleyecek, Google ve Facebook kazandı ve geri kalan herkes kaybetti’’ dedi.
Luma Partners’in kurucusu Terry Kawaja reklam teknolojisi şirketlerinin 9/10’nun kapanacağını ön görüyor. Yayımcılarda benzer bir pozisyonda. Çoğu dergi ve gazetelerin gelirlerinin büyük bir kısmı baskı reklamlardan geliyor. Kullanıcılar masaüstü bilgisayarlardan telefona geçiş yaptıkları için dergi ve gazetelerin online payları gittikçe azalıyor.
GOOGLE KENDİ AD BLOCKER’INI DUYURMUŞTU
Google yeni Chrome tarayıcısının kendiliğinden etkin bir ad-blockerı olacağını duyurdu. Yeni sürümde reklamlar Google’ın büyük bir tesir etme gücü olan Coalition for Better Advertising’in belirlediği kalite standartlarına göre filtrelenecek. Endüstride bir kaç insanın desteklediği yeni sürüm, çoğu kişi tarafından tepki gördü.
Yeni Chrome sürümü büyük sonuçlar doğurabilir. Dünyanın en büyük reklam engelleyicisi AdBlock Plus, yaklaşık 100 milyon aktif kullanıcıya sahip olduğunu iddia ediyor; Chrome’un hem mobil hem de masaüstü bilgisayarlarında bir milyarın üzerinde kullanıcısı var.
Wieser yeni sürümün en büyük etkisinin yüksek kalite reklamlardaki fiyat artışı olacağını öngörüyor.
Facebook algoritmasını bir kez daha clickbait reklamları elemek üzere, bu sefer her yayımcının reklamlarına da göz önünde bulundurarak değiştirdi. Facebook ne tür reklamları yayınlayacağı konusunda müphem bir açıklama yaptı. Pop-up’lar, ekran kaplayıcı ve sahtekar reklamlara izin verilmeyeceğini ve reklamların kullanıcı yazılarına olan oranının dikkate alınacağını belirtti.
FİLTRELEME YAPAY ZEKAYA EMANET
Facebook’un küçük gibi gözüken değişiklikleri medya organizasyonları için büyük sonuçlar barındırıyor. 2014 yılında Facebook’un yaptığı anti-clickbait ayarlaması ünlemli çığlık atan başlıkların hemen hemen sonunu getirmişti. Google’ın ve Facebook’un reklam filtrelemesi tamamen yapay zeka tarafından gerçekleştiriliyor.
Bir tanınmış reklam yönetmeni, bu çabaların otomatik doğasının kendisini en çok endişelendiren şey olduğunu belirtti. Daha katı politikalar teoride iyi olsa bile, kodla işlem yapıyor olmanın ciddi hasarlara sebep olacağını söyledi.
Apple ise en yeni masaüstü sürümünde otomatik başlayan videoları ve cookieleri yasaklayan bir Journalistic Trend için gerekli üçlü dosyayı tamamladı.
Safari genel tarayıcı pazarının nispeten küçük bir kısmını oluşturuyor olsa da, elbette popüler Apple ürünlerinin varsayılanı ve şirketin bu özelliği mobil olarak genişletme ihtimali her zaman var. Otomatik başlayan reklamlarının web’de çok yaygın olduğu göz önüne alındığında, Apple’ın yaptığı darbenin katılığı belli oluyor.
Apple, 2015’te Safari’nin mobil sürümünde üçüncü parti bloker’lara izin vermeye başlayacağını söylediğinde benzer bir sanayi paniği uyardı. Genellikle kullanıcılar ayarları manuel olarak değiştirmedikleri için kısa sürede bu endişenin gereksiz olduğu ortaya çıktı.
PEKİ YA REKLAM ENGELLEMENİN SONU NEDİR?
Bu tehditlerin her biri, yayınları öldüren, kitlesel işten çıkarmaları düzenli bir hale getiren ve deneyimli bir iş gücünü yavaş yavaş genç işçilerin lehine işleyen medya işinin yavaş yavaş azalmasına katkıda bulundu.
Fakat Wieser, devrilme noktasından ziyade katlanarak büyüyen bir yapıdan bahsediyor.
Sıkışmayı hisseden yayıncılar, rakiplerini kenara koyuyor ve potansiyel alternatifler yaratmak için bir araya geliyor. Bu yılın başlarında, New York Times, Conde Nast ve NBCUniversal gibi önde gelen markalar bir dizi, görüntülü reklamların yanı sıra paylaşılan sponsorlu içerik ve kullanıcı verilerini de içeren bir reklam ortaklığı ilan etti. Diğer kategorilerdeki satış grupları takibe devam ediyor.
Reklam teknolojisinin en büyük firmalarından bazıları benzer bir planı izliyorlar. AppNexus, MediaMath ve LiveRamp, geçtiğimiz ay medya satın alma yeteneklerini duopoly’e rakip olabilecek bir güçle birleştiren bir konsorsiyum başlattı.
Rakipler arasındaki bu dayanışma endüstride önceden eşi benzeri görülmemiş bir şey. Ancak bu tarz bir duopoly’de dünyada bir ilk.