Türkiye’de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinin ardından 16 Mart’ta yüz yüze eğitime ara verilen okullar geçen eğitim-öğretim yılı uzaktan eğitimle tamamlandı. Pandemi sürecinde en çok merak edilen konuların başında gelen eğitimdeki belirsizlik beş aydan bu yana giderilemedi. 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimle başlayan yeni ders yılında yüz yüze eğitim için 21 Eylül’e işaret ediliyor. Ancak artan vaka sayılarının gölgesinde hem ailelerin tutumu hem de bakanlığın net bir açıklamama yapamaması söz konusu tarihte de okulda eğitime başlanamayacağı ihtimalini artıyor.
Birçok ülkeye göre uzaktan eğitim konusunda başarılı kabul görülen bir süreç yürüten Türkiye’de EBA internet portalının alt yapısı yaklaşık 1 milyon öğrencinin eş zamanlı girişine imkan sağlıyor. Hâlâ bir buçuk milyon öğrenci e-derse erişimi bulunmuyor. EBA TV ve okulların bazı video konferans sistemleriyle gerçekleştirdiği uzaktan eğitime erişim sorunu yaşayan bu öğrenciler için 81 ilde beş bin 200 sınıf kuruluyor. Hali hazırda bin 420 EBA destek noktası kurulmuş durumda. Akranları uzaktan eğitim alırken, internete erişimi olmayan öğrencilerin bulaş riskinin bulunduğu sınıflarda eğitim alacak olması dikkat çekiyor.
Bu noktada gözler, 2010 yılında başlatılan ancak akıbeti soru işaretleriyle dolu FATİH yani (Fırsatları Arttırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi’ne çevrildi. ‘Eğitimde fırsat eşitliği’ ilkesiyle hayata geçirilmek istenen projede Mayıs 2015’te 2020’ye kadar tamamlanacağı açıklandı. O tarihte yerli tasarımla üretilen 700 bin tabletin daha öğrencilere verildiği belirtildi. 4 yıl içinde 10 milyon 600 bin tabletin daha öğrencilere ulaştırılacağı açıklandı. 1 milyon 437 bin tabletin dağıtıldığı duyuruldu. 10 milyon tablet için Aralık 2015’te ihaleye çıkıldığı ancak sonuçlanmadığı ifade edildi. Resmen 2011’de başlayan ve 3 yılda tamamlanması planlanan projenin maliyeti başta 500 milyon TL olarak hesaplandı. 2020 yılı Yatırım Programı’ndaki tutarı 6,8 milyar lira olarak açıklandı. Şu ana dek 3,6 milyar lira harcandı. 10 yıldır tamamlanamayan proje hakkında çok sayıda soru önergesi verildi. Bu önergelerde projenin akıbeti soruldu, tablet yerine klavyeli bilgisayar dağıtılması kararının neden alındığına işaret edildi. Proje kapsamında alınan tabletlere ne olduğuna değinilerek, bu ürünlerin akıbetindeki belirsizliğe dikkat çekildi. FATİH projesinin planlandığı gibi tamamlanabilmesi durumunda salgın sürecindeki uzaktan eğitimin daha sağlıklı şekilde yapılabileceği belirtildi.
RAKAMLARLA FATİH PROJESİ
- 2010’da başlatıldı. 2014’te sonuçlandırılması öngörüldü. En son 2020’de tamamlanacağı açıklandı. 10 yılda bitirilemedi.
- Okullara 432 bin 288 adet etkileşimli tahta kurulduğu açıklandı.
- Mayıs 2015’e kadar 700 bin tablet dağıltıdı. O tarihte 4 yıl içinde 10 milyon 600 bin tabletin daha verileceği duyuruldu.
- Okullara 1 milyon 437 bin 800 adet tablet dağıtıldı. 2018’e gelindiğinde öğrencilerin sadece yüzde 19’una verildi, daha sonra klavyeli bilgisayara geçildi.
- Bazı öğrencilerin tabletlerini sattığı iddiası gündeme geldi.
- Yerli üretim tabletler KDV hariç 600 TL’den satın alındı.
- Maliyeti 6.8 milyar lira olarak hesaplandı ve şimdiye kadar 3.6 milyar harcandı.
- 2020 yılında 200 milyon lira ödenek ayrıldı.
- Muhalefetin soru önergelerine verilen yanıtlarda harcanan kaynağın miktarına dair bilgi verilmedi.
- Usulsüzlük iddiaları nedeniyle bazı bürokratların görevden alındığı ileri sürüldü.
“SOSYAL MESAFE İÇİN 250 BİN DERSLİK ŞART”
FATİH projesindeki başarısızlığa rağmen bu yıl ayrılan 200 milyon liralık kaynakla derslik sayıları artırılabilir, daha fazla öğretmen istihdam edilebilir ve temizlik imkanları artırılabilir. Geçen yılın Örgün Eğitim İstatistikleri’ne göre derslik başına düşen öğrenci sayısı okul öncesinde 19, ilkokulda 20, ortaokulda 29 ve ortaöğretimde 20. Bazı bölgelerde bu sayı 50’yi aşıyor. Devlet ilkokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı 22, özel okullarda 9, devlet ortaokullarda 32, özelde ise 13. Bakanlığın 2019 yılına ait İdare Faaliyet Raporu’nda da derslik sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekiliyor. Raporun “Derslik başına düşen öğrenci sayısında bölgesel farklılıklar ve ikili eğitim uygulamalarının olması” başlıklı kısmında “sosyoekonomik farklılıklar” sorunun en önemli sebebi olarak vurgulanıyor. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise “Sosyal mesafe için 250 bin ek derslik gerek. 250 bin de öğretmen açığı var.” diyor. Kaya’ya göre ilkokullarda derslik başına 21.9, ortaokullarda 32.7, mesleki ve teknik ortaöğretimde 22.3 ve imam hatip liselerinde de 14.4 öğrenci düşüyor.