Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, yaklaşık bir buçuk saat süren basın toplantısında Milli Takım’daki sorunlarla ilgili merak edilenleri yanıtladı.
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim , 4-1’lik Kosova galibiyetinden sonra düzenlenen basın toplantısında daha önceden bahsettiği gibi Milli Takım’da yaşanan sorunlarla ilgili merak edilen sorulara yanıt verdi.
İşte Fatih Terim’in açıklamalarından satır başları…
EURO 2016 KRİZİ HAKKINDA
“Öncelikle birkaç şeyi ifade etmek istiyorum. Ülkemiz bu kadar sorunla mücadele ederken böyle bir olayla gündeme gelmekten utanç duyuyorum. Ama size söz verdim ve olayları elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım.
Euro 2016 dönemi prim konusu dahil birçok şey yaşandı. Yani biz “Burak’a prim vermeyelim” mi dedik? Oradakiler sadece primle ilgili değildi.
Antrenmanlara geç çıkıldı, fotoğraf çekimlerine girildi, çıkıldı ama bunları anlatmama gerek yok. Döndükten sonra bir kadro açıkladım ve bazı arkadaşlarımızı almadım. Elbette hepsi çok iyi oyuncu ama bir yerde de ilke ve prensipler önemli olmalı.
Başarılı olmak istiyorsanız bu takımı kulüp takımı haline getirmelisiniz ama Fransa’daki turnuva öncesi ve esnasında, kulüplerin başına gelecek şeyler bizim başımıza da geldi. Tabii kulüpte olsak gerekeni yapardık ama milli takım söz konusu olunca aynı şekilde davranamıyoruz çünkü oyuncular bize ait değil.
Ben o kadroyu açıkladıktan sonra “O yok, bu var” şeklinde kıyamet koptu. Daha sonra herkesin hata yapacağını kabul edip ikinci bir şans verme kararı aldım.”
“BASIN MENSUPLARINI UÇAĞA BEN ALDIM”
“O tarihten sonra, uçakta yaşanan sıkıntıya kadar herhangi bir olay meydana geldi mi? O süreçte muhabirlerle hiç mi karşılaşılmadı? Ne oldu da daha önce sürekli karşılaştığımız insanlarla bir anda bu duruma düştük? Biz onların iyiliği dışında başka ne düşünebiliriz ki?
Olay Bilal Meşe olayı değildir. Olay gazetecilerin uçağa alınması olayı da değildir. Hepsini ben aldım uçağa, bunu bilin. Oyuncuya da söyledim, uygulamalarımı oyunculara soracak değilim. Gene olsun, gene alırım basın mensuplarını uçağa. Kaldı ki, basın mensupları uçuş ücretlerini kendileri ödedi.”
“PRİM KONUSUNDA YANLIŞ BİLİNEN NOKTALAR VAR”
“Prim konusunda yanlış bilinen noktalar var. Prim burada araçtır, amaç değil. Olayların bu noktaya gelmesinde birçok sebep var. Dünya ne benim, ne de başkasının etrafında dönüyor. Burası ciddi bir yer ve herkese eşit davranıyoruz.
Primlerin İzlanda maçı öncesi 150 bin euro olması, sonra 500 bin euro’ya çıkarılması, ardından oyuncuların isteğiyle 650 bin euro’ya yükseltilmesi konusu doğru. Federasyon’a sorarsınız öğrenirsiniz zaten bunu.”
ARDA TURAN’IN PRİM KRİZİNDE ROLÜ VAR MI?
“Arda Turan takım kaptanıdır. Arkadaşlarının ne alacağını ne almayacağını takip etmiştir. Çok da kızılacak bir şey yok. Cengiz Zülfikaroğlu ile aralarında birkaç konuşma geçtiğini biliyorum. Onu Cengiz Zülfikaroğlu’na soracaksınız.”
“BİR SENEDİR BİZE HUZURLU BİR KAMP DÖNEMİ YAŞATMADILAR!”
“Kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna, kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım. Son bir senedir herhangi bir milli maç öncesi bize huzurlu bir kamp dönemi yaşatmadınız, yaşatmadılar! Bir düşünün bakalım, biz bunu hak edecek ne yaptık? Bu tür olaylar iştahınızı kabartıyor olabilir ama biraz kontrollü olmalısınız. Şu an puan durumuna baktığımızda iddiamız devam ediyor ama bana, takımıma, oyuncularıma yapılanlar ortada.”
MİLLİ TAKIM UÇAĞINDA YAŞANAN OLAY
“Bana söylenen şuydu: Oyuncu, ‘Sizi buraya aldıranın… Hadi neyse!’ diyor. Ben bilgi kirliliğinin de bazı durumlar yarattığını düşünüyorum. Ben buradayım. Sorunu olan gelir, konuşur. Herkes için geçerli bu. Yıldırım Demirören’le de sonradan görüşmüşler değil mi? Bir sorun bakalım, ne konuşmuşlar. Neden telefon açılmış?”
“ARDA TURAN GELSİN YÜZÜME SÖYLESİN!”
“Ben birinci sırada oturuyorum, olay 12. sırada oluyor. Bazılarının söylediği gibi olay iki sıra arkamda olmuyor. Ben önce hostesle bir basın mensubunun tartıştığını düşünüyordum. Yardımcılarımı gönderip maç izlemeye devam ettim. Sonra Kerem’i çağırdım ve durumu anlattı. Aradan biraz geçti, geçerken baya gülen bir oyuncu gördüm ben. Gülerek kokpite gitti. Onu böyle görünce önemli bir sorun olmadığını düşündüm. Uçaktan inince bana her şeyi tam anlattılar. ‘Üstüne yatın, sabah hallederiz.’ dedim.
Sabah kendisini çağırdığımda, başkan ve Ali Dürüst beni aradılar. Bir an evvel açıklama yapmak istediklerini söylediler. Ben, bu süreçte ilerleyen süreci nasıl kuratarabileceğimizi düşündüm. Kendisine bir şans vereceğini söyledim. Güzel bir metin yazıldı, o da bu metni kabul etti. Ama sonrasını zaten biliyorsunuz. Ne dedi, kim dedi, niye dedi? Arkamızdan konuşulanları bilmiyoruz. Kimse bilemez. Biz hep buradayız. Yerimiz yurdumuz da belli. Eğer bir sorunu varsa, yüzüme söylesin. Varsa öyle bir sıkıntısı, yüzüme söyleyecek. Kimin varsa bunu yapmalı.”
ARDA TURAN, TEKRAR MİLLİ TAKIM’A ÇAĞRILACAK MI?
“Her soruyu sorabilirsiniz dedim, artık bu magazin! Siz manşetinizin peşindesiniz ya da başka birileri. İçime sinemyerek aldım dedim, daha ne diyeyim? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görürse üzülür. Bizim de gönlümüz elbette sevdiklerimizden beklemediklerimizi görünce kırılıyor. Kırılmasın mı? Biz bu arkadaşları kilolarıyla aldık, sakatlardı aldık… Biz de kırılacağız ben de insanım.
Bana ‘Sizden özür dilerse affeder misiniz?’ diye soruyorlar. Benden niye özür dileyecekler? Tribünlerden, halktan dilesinler önce. Daha önce de söyledim bunu. Zaten kendisi Milli Takım’ı bıraktım demedi mi? Siz bana alacak mısınız diye soruyorsunuz.”
“MİLLİ TAKIM KAPILARI HERKESE AÇIKTIR”
“Milli Takım herkese açık. ‘Ben olduğum sürece buraya giremez!’ tarzı iddialı laflar etmeyi sevmiyorum. Bu Volkan Demirel için de, diğerleri için de geçerlidir. Ben kimi alıp almayacağıma, herkesi iyice seyrederek, arkadaşlarımla iyice konuşarak, hak yememeye çalışarak karar veriyorum. Her yönüyle değerlendiriyorum. Bu şekilde de devam edeceğim.”
“ARDA’NIN SESİ, BURAK’IN HAKKINI ARARKEN BİRAZ FAZLA ÇIKTI”
“Euro 2016 dönemi için Burak Yılmaz’ın alacağı primi ben yazmadım. Her ne şekilde olursa olsun, prim listesinin basına sızması ayıptır. Ardından bir de benim sözleşmem basına sızdırıldı. Sanki yasa dışı yollardan para kazanıyormuşum gibi! Bu da büyük ayıptır.
Şunu net olarak bilmelisiniz ki, biz hepsinin çok kazanmasını isteriz. Hatta bazen gelip de hak etmeyenlere de kurumumuzdan rica ederiz, ‘Onlara da verelim.’ diye. Burak Yılmaz’ın primle ilgili hiçbir talebi olmadı.
Arda Turan da Burak’ın hakkını ararken sesini fazla yükseltmiştir. Ben de ona sesini fazla yükseltmemesini söyledim. O kadar.”
“ARDA İLE BİLAL MEŞE’Yİ BARIŞTIRACAKTIK, ARDA SON ANDA VAZGEÇMİŞ…”
“Kendisiyle de paylaştım. Böyle bir şey olmuştur, bunun karşılığı bundan ayrılmaktır diye. Bu yapılanın karşılığı kırmızı karttır. Kırmızı kartı yedikten sonra sahada kalamazsın. Bunun karşılığı da budur. Ama ben kendisine ‘Önümüzdeki günleri kurtarabiliriz.’ dedim. O da arkadaşları ile beraber mantıklı bularak bir yazı hazırladı. Çok da güzel bir yazıydı.
Biz sonradan Bilal Meşe ile kendisini bir araya getiririz diye düşünüyorduk. Arkadaşları da ona güç vermek için benden izin istediler, ben de basın toplantısına katılmalarına izin verdim. Son anda vazgeçmiş kendisi. Basın mensuplarının terk etmesi nedeniyle kararını değiştirdiğini sanmıyorum. Spontane gelişen bir olay değildi.
Basın toplantısını yapmasını biz istedik. Güzel olacağını, iyi olacağını düşündük ama o bunu tercih etti. Olabilir… Keşke olmasaydı ama herkes de yaptıklarının bedelini ödüyor. Biz bu konuyu orada çözebilir miydik? Evet. Ama olmadı.”
“HİÇBİR YERE GİTMİYORUM”
“Yıldırım Demirören’le birbirimize çok yakın ve tutkun duruyoruz. Şu ana kadar herhangi bir sorun yaşamadık. Bazı konularda ayrı düşüncelere de sahip olabiliriz ama birbirimize hep saygı duyduk. Sözleşmem var, sorunları çözmek için buraya geldim ve hiçbir yere gitmiyorum.”