Hipnoz edici bir atmosfer, melodram ve gerilim arasında gidip gelen bir hikaye…
Usta yönetmen Ferzan Özpetek’in kaleminden çıkan sözler ve hikayeler izleyiciyi bu kez hipnoz edici bir atmosfere; sırlarını kimseye açmayan, büyük bir kültürün yankılarını hala duyabileceğiniz sade ve aristokrat sarayların Napoli’sine davet ediyor.
İtalya’da gişe rekorları kıran ve gösterildiği her ülkede eleştirmenlerin bir başyapıt olarak değerlendirdiği son filmi Napoli’nin Sırrı’nın Türkiye gösterim hakları BKM’ye ait.
Napoli’nin Sırrı 26 Ekim’de Türkiye’de de vizyona giriyor.
İtalya’nın en güzel şehirlerinden biri olan Napoli’de geçen film, başından sonuna gizem ve gerilim dolu hikayesiyle izleyiciye büyülü bir yolculuk yaşatıyor. Özpetek’in, şehri doğal bir plato olarak kullandığı filmde, uluslararası arenada tanınan İtalyan dev oyuncu kadrosunun sergiledikleri yüksek kalitede oyunculuk da dikkat çekiyor.
Ferzan Özpetek’in özgün stili ve görüntü yönetimi ile birçok türü harmanladığı; başından sonuna gizem, gerilim ve tutkulu bir aşk hikayesini anlattığı Napoli’nin Sırrı filmi, şehrin efsaneleri, gelenekleri, oyunları ve karakterleri etrafında şekillenen hikayesiyle bir Özpetek şaheseri olarak karşımıza çıkıyor.
Gösterildiği ülkelerde eleştirmenlerden tam not alan film, Napoli şehrini ve gizemini arka perdede yer alan gerilim dolu atmosferde karakterler üzerinden anlatıyor.
NAPOLİ’NİN SIRRI
Adriana (Giovanna Mezzogiorno), bir partide kendine son derece güvenen ve çekici genç bir adamın, Andrea’nın (Alessandro Borghi) baştan çıkarıcı ve kışkırtıcı bakışlarını fark eder. Adriana bu çekime karşı koyamaz ve ikisi geceyi birlikte geçirir. Ancak herşey orada bitmez, ertesi gün buluşmak için sözleşirler. Adriana’nın içinde aniden, belki de hayatını değiştirebilecek büyük bir aşkın başlangıcı olan çok güçlü duygular uyanır. Bu, bir dönüm noktasıdır ama beklediğinden farklıdır. Kendini karmaşık bir soruşturmanın merkezinde bulduğu bir suça karışmasıyla durum daha da kötüleşir. Bu doğru bildiği herşeyi sorgulamasına neden olacak büyük bir sarsıntıdır. Adriana istemeden ve kaçma ihtimali olmaksızın, kendi kişiliğinin en gizli, en gölgede kalan bölgesinde bir yolculuğa çıkar. Büyüler ve tutkular; mantık ve çılgınlık arasında asılı kalmış bir Napoli’de, bir gizem, şiddet dolu bir suç ve beklenmedik bir aşk yüzünden sarsılan Adriana’nın tüm varlığını sarar.