– Lise düzeyinde tarih bilgisine sahip olmayan Cumhurbaşkanımız var gibi görünüyor
– Abdülhamit’in torununa cevap; Dedelerinin kaçtığı gemilerle mi geri dönecekler?
– Ne yazık ki şu anda Osmanlı’nın son dönemindeki süreci yaşıyoruz
– Türkiye yabancıya ucuz. Onlar patır patır ev alıyor biz uzaktan bakıyoruz
– Çiftçiyi desteklemezsen domatesi 40 liraya alırsın
– Şunları Ekonomiye Giriş dersinden imtihana sokun DD alırlarsa hiçbir şey bilmiyorum
– Dünya seni kıskanmıyor, Afgan bile seninle dalga geçiyor
– BTP Lideri Hüseyin Baş, Ankara’da ‘Mevzu Ekonomi’ Programında konuştu
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) tarafından başlatılan Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli programlarının ikincisi Ankara’da gerçekleştirildi.
Programın kapanış konuşmasını BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş yaptı.
Konuşmasına Türkiye’nin ekonomik durumunu analiz ederek başlayan Baş, “Türkiye turistine, yatırımcısına, sığınmacısına çok ucuz. Patır patır ev satın alıyorlar, patır patır toprak satın alıyorlar. Çarşıları, pazarları, avmleri bunlar dolduruyorlar ama biz uzaktan seyrediyoruz, çünkü bizim paramız yok. Bizim paralarımız yerin altındaki madende, bizim paralarımız Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün bize emanet ettiği işletmelerde, fabrikalarda, bizim paramız sizin çalışıp ürettiğiniz alın terinizde, bizim paramız yabancılarla veya yabancılarla iş tutup ortaklık yapmış iç müstevlilerle birlikte buhar olup uçuyor” dedi.
“Gıda krizi diye bir şey yoktur”
Dünyayı büyük bir gıda krizi beklediğine dair haberlere de değinen Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Bütün dünya, ‘Gıda krizi geliyor’ diye konuşuyor. Nedir bu gıda krizi? Bu gıda krizi çiftçinin ihtiyacı olan parayı çiftçiye vermemektir. Bu parayı alamayan çiftçinin yeterli üretim yapamamasıdır. Kriz dediğin budur. Verirsin parayı çiftçiye kriz çözülür. Twitte bunu yazdım bir tane gencimiz altına, ‘Biz çiftçiye niye para veriyoruz’ diye cevap vermiş. Ben de, ‘Sen verme git domatesi 40 liraya, biberi 60 liraya al. Madem vermek istemiyorsun o zaman buna katlan’ dedim. Biz çiftçiyi desteklersek, esnafı desteklersek, işçiyi desteklersek bu ekonominin çarkı rahat bir şekilde dönecektir. Bakın çok basit bir örnek vereyim; 5 kişi düşünün, yan yana dursunlar ve birbirlerine 200’er lira borcu olsun, buna da piyasa diyelim. 5 kişilik piyasanın toplam borcu bin liradır. Peki son halkaya bir tane 200 lira verelim ve para elden ele geçsin. Şimdi piyasanın ne kadar borcu kaldı? Sıfır lira. Kaç parayla çözdüm bu işi 200 lirayla. Yani sen piyasaya gerekli parayı verirsen bu piyasada ne borç kalır, ne zorluk kalır, ne üretimsizlik kalır.”
Maliye Bakanı Ekonomiye Giriş dersinden kaç alır?
Marketlerdeki fiyatların çok alış veriş yapılmasından kaynaklandığı gibi yanlış bir düşüncenin ortalıkta dolaştığını da ifade eden BTP lideri, “Neymiş efendim bir tüketim çılgınlığı varmış. Adam ‘şeker almayın, marketler dayanamayıp şekerin fiyatını düşürecek’ diyor. Kardeşim öyle olmayacak, biz şeker almayınca marketçi dayanamayıp batacak. Bunu anlayamıyor ve biz çok şeker aldığımız için market fiyatları yükseltiyor zannediyor. Maliye Bakanımız da buna ‘evet, böyledir’ diyor. Herhalde gözlerin önündeki ışık görmeyi engelliyor! Böyle bir mantık olabilir mi? Bakın yemin ediyorum, şunları Ekonomiye Giriş dersinden imtihana sokun DD alırlarsa hiçbir şey bilmiyorum. Geçtim Milli Ekonomi Modeli’ni, anlattıkları liberal kapitalist modeli de bilmiyorlar” dedi.
“Bor satmıyorum de dünyaya gücünü göster”
Türkiye’nin yapması gereken şeylerin başında kendi parasını dünyaya kabullendirmek geldiğini belirten Hüseyin Baş, bunun nasıl yapılacağını bor madeni örneği vererek anlattı.
BTP lideri, “Dünyada bor madeni üretiminin yüzde 60’ı Türkiye’de. Biz bunu ihraç ediyoruz ve bundan yılda aldığımız para ortalama 650 milyon dolar. Bu para bir devlet için çerez parası. Bu borun kullanıldığı mamullerle birlikte bize dönüşü milyarlarca dolar. Şimdi sen ülke olarak çıkıp, ‘ben bu sene bor satmıyorum’ desen… İşte böyle bir irade lazım. Çin ‘ben çip satmıyorum’ dedi, Rusya, ‘ben doğalgaz satmıyorum’ dedi. Sen de çık ve ‘ben bor satmıyorum’ de. Bakın küçücük gördüğünüz şey, bilgisayar üretiminde etkili, cep telefonu üretiminde etkili, bütün cam gördüğünüz ürünlerde etkili. Dünyadaki bütün üretim ekonomisine çomak sokabilecek bir ürününüz var. Sattığımız bor bir kilo domatesin yarı fiyatına. Bizim öncelikle yapmamız gereken kendi gücümüzü dünyaya göstermek. Dünya bizi kıskanıyor diyerek olmuyor bu işler. Dünya seni kıskanmıyor, dünya şu anda seninle dalga geçiyor. Bu ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki, bugün dünya bu milletle dalga geçer hale geldi. Görüyorsunuz Afgan bile seninle dalga geçiyor, Suriyeli bile seninle dalga geçiyor ve buna müsaade eden bir hükümet yapısı var, bu olacak iş değil” şeklinde konuştu.
Erdoğan’a Abdülhamit cevabı
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ikinci Abdülhamit ile ilgili söylediği sözlere Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen tepki üzerine de dikkat çekici bir değerlendirme yaptı.
“Sayın Meral Akşener 2. Abdülhamit ve o dönemle ilgili bir şeyler söyledi diye Cumhurbaşkanımız kendisine, ‘Osmanlı’ya bir karış toprak kaybettirmeden yöneten Abdülhamit’e hakaret haddini aşmaktır’ diye çıkıştı” diyen Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Şimdi ben Sayın Cumhurbaşkanımıza şu tavsiyede bulunmak istiyorum, lisede okuyan bir torunu olduğunu biliyorum, tarih konuşurken O’na bir danışsın. Lise düzeyinde bir tarih bilgisine sahip olmayan Cumhurbaşkanımız var gibi görünüyor bu söylemlerden. Neden? 2. Abdülhamit döneminde Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna- Hersek, Niş, Teselya, Kars, Ardahan ve Batum’u kaybettik. Toplam 1,6 milyon kilometre kare, yani bugünkü Türkiye Cumhuriyeti topraklarının iki katı kadar toprağı 2. Abdülhamit kaybetmiş, ama Sayın Cumhurbaşkanı ‘Hiç toprak kaybetmeyen Abdülhamit’ diyor. Niye böyle diyor? Çünkü Suriyelilere bir sürü toprak veriyor, yabancılara bir sürü toprak veriyor, Katarlılara bir sürü toprak veriyor ve o toprakları kaybettiğinin farkında olmadığı gibi geçmişte bu toprakların da kaybedildiğinin farkında değil.”
“Dedelerinin kaçtığı gemilerle mi geri dönecekler?”
Hüseyin Baş, 2.Abdülhamit’in torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun Akşener için söylediği, “Biz geriye dönersek, siz deliye dönersiniz” sözleri için de şu değerlendirmeyi yaptı; “Bir tanesi sosyal medyadan, ‘ Biz geriye dönersek siz deliye dönersiniz’ diye cevap yazmış. Neyle geriye dönecekler onu merak ediyorum. Dedelerinin kaçtığı gemilerle mi geri dönecekler?”
“Türkiye şu anda Osmanlı’nın son dönemlerindeki gibi”
Türkiye’nin şu anda Osmanlı’nın son dönemlerine benzer bir süreç yaşadığını söyleyen BTP lideri Baş, “Ne yazık ki şu anda Osmanlı’nın son dönemindeki süreci yaşıyoruz. Yabancılara verilen ekonomik teşvikler, tavizler, yabancıların içişlerimize müdahaleleri, Hamidiye alayları… Hamidiye alayları nedir? Sultan 2. Abdülhamit’in devletin ordusunu yerine ikame edilebilecek kendi özel kuvvetlerini oluşturduğunu biliyoruz. Baskı ve tek adamlık… Yani bugün Osmanlı’nın son dönemlerinin birebir aynısını yaşıyoruz diyebiliriz. O zaman bir Atatürk’e ihtiyacımız var ama Mustafa Kemal Atatürk ne diyor, muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur’ diyor. Burada yüzlerce Atatürk var ve biz bunu hep birlikte olarak bunu başaracağız” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı