Dilan Gönül röportajı…
1. Dilan Gönül kimdir? Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
12.11.1993 Bingöl doğumluyum. İki yıla aşkın süredir Kültür Ve Turizm Bakanlığı Samsun Devlet Klasik Türk Müziği korosunda saz sanatçısı olarak çalışmaktayım.
2. Müzik eğiminiz nedir?
Büyük bir derya-ı umman olan müzik okyanusuna 2009 yılında Bingöl Güzel Sanatlar Lisesinde müziğe adımımı attım. 2012 yılında Elazığ Devlet Konservatuvarına girmeye hak kazandım. 2017 yılında, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Devlet Konservatuvarında Master eğitimimi tamamladım. 2019 yılında Samsun Kültür Ve Turizm Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müziği korosu sınavını başarı ile tamamlayarak saz sanatçısı olarak göreve başladım. Bu görevi hala sürdürmekteyim.
3. Müzik sizin için ne ifade ediyor? Müziğin hayatınızdaki yeri nedir?
En yakın dostum, sırdaşım, her şeyim kısacası nefesim.
4. ‘Sen bir aysın’ türküsü ve yeni yayınlanacak Neşet Ertaş bestesi ‘Hasret Düştü Gönlüme’ single’ınızın hikâyesinden kısaca bahseder misiniz?
Şöyle ki; “Sen Bir Aysın” isimli türküyü dijital platformlarda yayımlama gibi bir fikrim yoktu. Bir arkadaşımın önerisi üzerine “beSound” yapım şirketi aracılğıyla verildi. Sonrası ise, büyük usta Neşet Ertaş’a ait en sevdiğim ve benim için çok özel türkülerinden birisi olan “Hasret Düştü Gönlüme” isimli türküsünü okudum ve stüdyoda arkadaşlarım ile bunun üzerine çalıştık. Daha sonra ünlü saz sanatçısı Cafer Nazlıbaş ile görüşüp çalışmamızı profesyonel bir çıtaya yükseltmek istedik. Nitekim öyle de oldu bu güzel çalışma kıymetli saz üstadı ile harika bir hale bürünüp yine dijital platformlarda yerini aldı.
5. Cafer Nazlıbaş gibi önemli bir kemane virtüözü ile beraber çalışma nasıl gerçekleşti?
Sanatına duyduğum hayranlık, sevgi ve saygının içtenliği bizi bu güzel projede bir araya getirdi.
6. Müzik hayatınızda örnek aldığınız bir isim var mı?
Saz icrası konusunda örnek aldığım yegâne kişilerin başında Derya Türkan hocam var. Bir dönem ondan yakın olarak da ders aldım ve icra konusunda çok kazanımlarım oldu. Bu kazanımlar sayesinde de hocam kendime örnek teşkil olan bir unsur oldu. Ses icrası konusunda yani yorum konusunda da kendime örnek teşkil ettiğim en önemli kişi şüphesiz çok kıymetli Halk müziği sanatçısı Emel Taşçıoğlu’dur.
7. Tarz olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Saz icrası konusunda kendimi klasik bir çalım stiline sahip olarak tanımlayabilirim. Fakat ses icrası konusunda biraz daha genel bir üsluba sahibim. Ben müziğin her çeşidini çok sevdiğim için halk müziğini oraya ait bir tavırla, sanat müziğini oraya ait bir tavırla ve Arabesk müziği de oraya ait bir tavırla okumaya dikkat ederim. Yani kısacası ben genel ve harmanlanmış bir okuyuş biçimine sahibim diyebilirim.
8. Bugüne kadar yapmak isteyip de yapamadığınız bir şey var mı?
Bugüne kadar isteyip veya hayal kurduğum her şeyi yaradan bana bir şekilde nasip etti diyebilirim. Şuan da yapmak istediğim çok şey var ve ben bunlar için hem duacıyım hem de büyük bir azimle çalışmaktayım. Hayatın içerisinde ki sahnede tek istediğim rol müziğin içerisinde huşu bulmuş bir ömür ve bu ömür içerisinde müzik adına güzel ve büyük başarılara imza atabilmek. Bunun için de tüm benliğim ile bugüne kadar yaptığım tüm çalışmalarımı üstüne katarak kat ve kat daha fazla çalışıp daha güzel işler başaracağımı umuyorum. Yarınlar içinde dediğim gibi çalışmamın yanında da dualarım ile bu yolda ilerleme çalışıyorum.
9. Müzikle ilgili hayaliniz nedir?
Müzik ile en büyük hayalim Klasik kemençemi tüm dünyaya duyurmak
10. Dilan Gönül’ en sevdiği 3 türkü hangileri?
Hasret Düştü Gönlüme, Salındı Bahçaya girdi ve Neredesin Sen.
11. Türkiye’de ki halkın müzik anlayışını nasıl yorumluyorsunuz?
İnanın ki cevapsız kalmak istediğim nadir konulardan birisi bu sorudur.
12. Yapmış olduğunuz müzik tarzının ülkemizde hak ettiği yeri bulduğunu düşünüyor musunuz?
Maalesef düşünmüyorum.
13. Popüler kültürün sizin yapmış olduğunuz müzik tarzına yapmış olduğu etki nedir?
Bu soruyu demin sorduğunuz soruya da cevap niteliğinde olması bakımından şu şekilde cevaplayabilirim; Popüler kültürün maalesef bugün normal hayatımızda ki her şey ile birlikte bizim müziğimizi de olumsuz yönde etkilediğini düşünüyorum. Çünkü insanlar müzik tercihlerini artık anlamsız ve birbirini devamlı tekrar eden müzikleri tercih ediyor. Bize ait olan müziği değil de başkasının müziğini benimsiyor. Bugün Neşet Ertaş, şık Veysel ve daha nice kıymetli müzik üstatlarının müzikleri yerine popüler kültürün bizlere getirdiği o karmaşık müzik türünü dinlemek yeni kuşaklara daha cazip geliyor. Ben Doğu Anadolu’nun bağrında doğup büyüyen bir insanım ve türkülerde ki o yaşanmışlık beni çok derinden etkiler kültür açısından da işleyiş açısından da. Kısacası bizim biraz kendimize yani iç dünyamıza dönmemiz gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki herkese saygım sonsuz herkes istediği müziği dinle yedebilir yapa dabilir. Benim fikirlerim bu yönde olduğu için naçizane düşüncelerim bu şekildir.
14. Müziğinizde özellikle belli bir kesime mi hitap ediyorsunuz? Hitap ettiğiniz kesimi nasıl değerlendirirsiniz?
Ben aslında bir kesime hitap etmek için müzik yapmıyorum. Sanat toplum için midir? Yoksa Sanat sanat için midir? Gibi klasik bir toplumsal soru ile size cevap vermek istiyorum. Ben işin özünde müziği öncelikle kendi ruhum için yapıyorum talep kısmında da insanlar kendi ruhlarına ne iyi geliyorsa onu tercih ediyorlar. Yani insanın kendini anlamadan başkasını anlamayacağını savunanlardan birisi de benim. İnsan öncelikle müziği kendi kalitesince kendisi için yapmalı daha sonrada yaptığı bu işi toplumsal bazda iyi yerlerde değerlendirmelidir. Evet, bir kesime hitap etmek önemli bir şey muhakkak ki ama insanın önce kendine hitap edebilmesi gerekmektedir diye düşünüyorum. Bunu şu şekilde örneklendirmek isterim, mesela Neşet Ertaş önce kendine hitap edebilmesiydi eğer yaşadığı aşkı nasıl olurda sazına ve diline dökebilirdi veya şık Veysel dünyayı kalbiyle ve gönlüyle hissedemeseydi nasıl olurda uzun ve ince yollardan gece gündüz geçebilirdi? Özetle belirtmek istiyorum ki önce insanın kitlesi kendisi olmalı ki kendisinden yansıyan aynada kalabalıklara karışabilsin. Benimde tek kitlem önce kendi ruhum ve kalbim daha sonra da bu ruhu ve kalbi gören diğer insanlardır.
15. Müzik hayatınızda ileride kendinizi nerede görmek istersiniz?
Dünyaya açılmak isterim. Yani yaptığım müziğin dünya tarafından da anlaşılmasını ve talep görmesini isterim.
16. En çok kiminle düet ve sahne almak isterdiniz?
Bu soruya bir çok cevabım var; Pop alanında Sezen Aksu ile, Halk Müziği alanında Erdal Erzincan ile arabesk alanında ise Orhan Gencebay ile sahne almak isterim
17. Gerçek mesleğinizle sanatçı ruhunuzu nasıl bütünleştirdiniz?
Hüznümü sevincimi kısacası bütün duygularımı müzik ile ifade ediyorken, mesleğimle kavuşup bütünleştim
18. Sizce pandemi süreci santaçılara etkisi ne oldu?
Gerçekten hatırlamak istemediğim çok zor bir süreç oldu. Müzik durdu, hayat durdu sanki.
19. Son yıllarda hayatın her bölümü dijitalleşti. Sizce müziğe etkisi nedir?
Bence katkısı oldukça büyük, günümüzde ulaşılmayacak bir bilgi olduğunu düşünemiyorum. Çünkü artık her şey elimizin altında, müzik için de bu büyük bir avantaj sağladı ve gün geçtikçe müzik adına bu avantajlar gittikçe artıyor. Artık en uzaktaki bir melodi bile bizim yanı başımızda ve müzik adına duyulan açlığın çoğu bu sayede gideriliyor diye düşünüyorum.
20. 2021 yılı içinde hayranlarınızı ne gibi projeler bekliyor?
Akustik ve Enstrümantal sürprizler ☺