Güzel oyuncu Gonca Vuslateri dergimiz Quality of magazine’in Eylül sayısına konuk oldu. Eylül kapağımızı süsleyen Vuslateri, birbirinden renkli pozları ve çok özel açıklamalarıyla dikkat çekti.
Astsubay bir babanın çocuğu olarak Bursa’da dünyaya geldi Gonca Vuslateri. Anne-babası ayrılınca, annesi ve ablası ile İstanbul’a taşındı. Gençliği Kadıköy’de geçti. İlkokuldan beri oyunculuk eğitimi aldı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezun oldu…
Gonca Vuslateri’yi Ruhsar, Eyvah Kızım Büyüdü, Büyük Buluşma, Kız Babası, Canım Ailem, Küçük Sırlar, Yerden Yüksek, İbreti Alem gibi dizilerde izledik. Yalan Dünya’daki ‘Vasfiye Teyze’ karakteri ise hala hafızalarda. Kadın dizisinde canlandırdığı pavyon kadını karakteri ile de ‘Küçük dev kadın’ Gonca Vuslateri’nin oyunculuğu zirve yaptı.
Aldığı birçok ödülün içine 2017 yılında dergimizden aldığı ‘En Quality Kadın Oyuncu’ ödülünü de katan Gonca Vuslateri ile samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Gelin birlikte okuyalım…
Gonca Hanım, ekranların aranan yüzlerinden birisiniz. Başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Tüm zamanımı ekonomik bir zamanda birden fazla şey yapmakla geçiriyorum aslında. Çalışmak en mutlu olduğum saatlerimdir. Çünkü gazeteye yazıyorum, senaryo çalışıyorum, albüm yapmak için ufak ufak çalışmalar başladı, radyo programım devam ediyor, tiyatro yapıyorum, kitap yazıyorum, resim yapıyorum (sanırım en beceriksiz olduğum kısım bu). Bitmek bilmeyen bir enerji hissediyorum. Sanırım enerjiyi doğru yere yönlendirmek karşılığını buluyor. Sevdiğim işi yapıyorum çünkü.
Hürriyet Gazetesi’nin magazin eki Kelebek’te köşe yazıyorsunuz. Geçtiğimiz yıllarda bir şiir kitabı da çıkardınız. Yazarlık sizin için ne ifade ediyor?
Yazı yazmak benim için bir öğrenim yolculuğu. Yazarken araştırabiliyorum, yanılabiliyorum, sakinleşebiliyorum, bilmediğim birçok yazarı okuyorum ve hayatımı, etrafımı sessizleştirebiliyorum. Kitap okumak ve yazı yazmak hayatımı anlamdırıyor. Mesleğimi zenginleştiriyor.
Kendinizi oyunculuk yaparak mı yoksa yazarak mı daha iyi ifade ediyorsunuz?
Kendim dışında bütün hikâyeleri oyunculukla, kendimi de yalnızca konuşarak ve yazarak ifade ediyorum sanırım.
Bilmediğimiz daha başka ne gibi yetenekleriniz var?
Yetenek diyemiyorum ki bunlara. Kendimi ifade ediş biçimim. Fazla kalıcı olmadığım dünyamı anlamlandırma yolculuğum. Bunlar sanatla ifade edilirse ve topluma faydalı olursa içinde yaşadığım toplum da mutlu olur. Öyle görünüyor ki Salih Abi, artık bir insanı mutlu edebilmek bir yetenek.
Çocukları daha mutlu edecek güzel projeler geçiyor kafamdan. İlerleyen zamanda hayata geçireceğim birkaç hayalim var. Yetenekler faydaya dönüşünce güzelleşiyor.
Farklı karakterlere bürünebilen, bukalemun gibi bir oyuncusunuz. Rolünüzü canlandırırken kendinizden neler katıyorsunuz? Oyunculuk sizin için ne anlam ifade ediyor?
Oyunculuk 8 yaşından beri içinde olduğum bir meslek. Artık her şeyiyle benim akrabam olmuş bir meslek bu. İçinde yolculuk almayı, seyirciyi şaşırtmayı, yarattığım hikâyeleri detaylandırmayı seviyorum. Kendimizden bir şey katmadığımız meslek de yoktur aslında. Çamaşır makinesi bile insan zekâsı olmasa, her 3 ayda bir yeni modeli kendi kendine çıkaramazdı. Her işin bir matematiği var. Ben de kendiminkinde aynı yolculuğu yapıyorum.
Yeni dönemde sizi hangi yapımla ve rolde izleyeceğiz? Bizi yine şaşırtacak mısınız?
Değişik ve sürpriz işlere giriştim. Masanın üstü adeta proje bahçesi gibi çünkü güzel bir şey yapmak istiyorum. Detay vermeyeceğim ama seyircimi de utandırmayacağım inşallah.
Sosyal medyayı aktif kullanan ünlülerden birisiniz. Kariyeriniz üzerinde bir fayda ya da zararı olduğunu düşünüyor musunuz?
Sosyal medya sosyal mesaj verdiği zaman kıymetli ve hızlı bir araç. Siyahla beyazın net göründüğü global algı düzeyinde, birbirimizi anlamak ve haberdar olmak için iyi bir araç ama başkalarının hayatıyla ilgili sınır ihlali gerçekleştirmek için kullanıldığında hoşgörüden ve öz saygıdan bahsedemeyiz. Sosyal medya iyi niyetli bir araç olmalı.
Kendinize has bir stiliniz var. Çoğu insan sizi ünlü Fransız karakteri Amelie’ye benzetiyor. Benzetilmek size ne ifade ediyor?
Benzetilmekle ilgili hiçbir sorunum yok. Mutlu oluyorum. Amelie güzelmiş. Bende liste daha uzun. Hiç rahatsız olmuyorum.
Kendinizi aykırı buluyor musunuz? Siz stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Kendimi kendime has buluyorum. 20’li yaşlarda herkes aykırıdır. Bizler gencecik yaşta toplum önüne çıkıp, kendimizi en iyi şekilde ifade etmeye çalışan eşsiz enerjide çocuklardık. Aykırılık iyidir her zaman. Makul olmanın kimseye faydası yok eğer zorla makul oluyorsan. Sanılmasın ki hayat rölantide gitmez. Rölantide de gider. Kendine has olan her şey güzeldir. Ancak da o şekilde güzeldir zaten.
Kariyerinizde yakaladığınız başarıyla özel hayatınızı kıyasladığınızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
Özel hayatım, benim kalbimi, düşüncelerimi, hayal kırıklığımı, hatalarımı, coşkularımı, iyiliklerimi, doğrularımı, yanlışlarımı ele alır. Mesleğim ise işimi düzgün yapmayı, para kazanmayı, örnek olmayı… İkisi birbirini sevip kabul ederse insan tablosu şenlenir, anlamlanır.
Kadına şiddet ve tacizleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şiddeti rasyonalize eden her türlü eyleme karşıyım. Kadına şiddet ve tacizle ilgili yapılan yasa çalışmasını yakından takip ediyorum. Bu süreci çocukların ve hayvanların hakları takip ediyor. Ve elbette oyuncuların telif hakkı problemi var. Daha da çokça konu var. Her bir konuyla alakalı güncellenen süreci izliyorum elbette. Türkiye’de bu anlamda önümüzdeki zamanla ilgili umudum var. Bu ülkeyi seviyorum. Bu aşk gibidir. Bazen kızsam da karşı dursam da yaşadığım topraklar benim sevdiğimdir. Çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Umudumuzu yitirmeyeceğiz.
Yeni bir evliliğe uzak mısınız?
Evlilik düşünmüyorum. Hayatımda biri yok.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.