Uzman klinik psikolog ve yazar Gökhan Çınar’ın hazırlayıp sunduğu, iddialı konukları ve sıra dışı sohbetleri ile dikkat çekmeye devam eden ”Katarsis” programının bu haftaki konuğu Türk rock müziğinin en önemli isimlerinden Haluk Levent oldu.
Anneme çok şey borçluyum!
Program boyunca samimi sohbetiyle Gökhan Çınar’a içini döküp zaman zaman duygusallaşan başarılı sanatçı Haluk Levent, yakın zaman önce kaybettiği annesiyle ilgili pişmanlığını şu sözlerle belirtti; ‘’Sevgili annem okumam için çok uğraştı, sabahlara kadar manavda karpuz sattı, o dönemlerde ona layık bir evlat olamadım. Onun o emeğini düşündükçe, zamanında yaptığım hareketleri doğru bulmuyorum. O manavın çekmecesinden müşteriler geldiğinde paranın üstünü ödeyip bir miktarını da cebime koyup, kahveye gidip çocuklarla okey oynadığım zamanları hatırlıyorum. Sonra çok üzdüm seni annem diyorum. Onun bana üniversitedeyken, okul okuyayım diye gönderdiği paraları, onun emeğini hiçe sayarak harcadım. Okuldan atılmama sebep olan eylemleri düşününce de, baba parasıyla anne parasıyla en azından bunun yapılmaması gerektiğini öğrendikçe üzülüyorum. Keşke bunu vaktinde ona da söyleyebilseydim ancak fırsat olmadı. Ona çok şey borçluyum. Bir seferinde beni alnımdan öpüp seninle gurur duyuyorum oğlum demesi içimi rahatlatıyor.’’
Aşkı dolu dolu yaşadım!
Gökhan Çınar’ın ilk aşkını sorması üzerine Haluk Levent, sözlerine şöyle devam etti; ‘’Üniversitedeydim. Dolu dolu yaşadım aşkı. Tabii bu aşk mıydı şimdi pek emin değilim. Biz o dönemlerde aşkın daha ne olduğunu bilmeden, bunu belki de tutkuyla ya da sevgiyle karıştırıyorduk. Bence aşk ulaşamamaktır. Çünkü ona ulaştığınızda aşk sevgiye dönüşüyor. Hele ki reddedilmişsen, ona bakmak, ona dokunamayacağını bilmek, onun hiç olmayacağını hissetmek, belki de ona duyulan nefret, öfke ya da ona ulaşma çabası hepsine belki aşktı o dönemler benim için’’
Kendimi genç hissediyorum!
50’lili yaşların güzel bir olgunluğu olduğunu belirten Haluk Levent, kendisiyle ilgili şu ifadeleri kullandı; ‘’Bazen biri der ya hani keşke senin yaşında olsam diye. Otuz yaşındaki bir arkadaşla konuşurken bunu demiyorum. Çünkü ben de yaşadım 30’lu yaşları. Eksiğiyle, fazlasıyla, acısıyla, tatlısıyla, çıplaklığıyla ve her şeyiyle yaşadım. Keşke senin yaşında olsam lafı bana göre doğru bir ifade değil. Yaşadın çünkü sen onu, aldın o fırsatı eline. Onun için ben de 50’lili yaşları, aman 50 yaşına geldim, yaşlanıyorum diye düşünmüyorum. Her yaşın kendine has bir güzelliği ve olgunluğu var. Ayrıca hakikaten kendimi 50 yaşında göremiyorum, 30 yaşındaymışım gibi geliyor. Gidip dolaştığım şehirlerdeki insanlarla aramda hiçbir uçurum yok, hepsiyle aynı dili konuşabiliyoruz, bunun için kendimi 50 yaşında gibi değil de, daha genç hissediyorum.’’
Ahbap Derneği birçok insanın hayatına dokunuyor!
Hayatının kırılma noktasıyla birlikte Ahbap Derneği ile ilgili faaliyetlerini paylaşan Haluk Levent, şunları kaydetti; ‘’Bundan 28 yıl önce daha elime yeni gitar çalmaya başladığım dönemlerde Bursa’da yol üzerinde bir babanın Bursa Hastane ’sinde yatan kızı için para topladığını gördüm. Gazete kupürleriyle birlikte geziyordu ve kızı için yardım toplamaya çalışıyordu. Onu durdurdum, elime gitar alıp çalmaya başladım. İnsanlar para atmaya başladı ve birkaç gün çok büyük bir hevesle kızımız için para toplamaya başladık. Ardından kendisini kurtaramadık ama bu hikaye Ahbap’ın çıkış noktası oldu diyebilirim. Şu zamana kadar çok büyük işler yaptık. Ahbap elbette istediğim yerde ama daha da iyi olması gerek. İmkanlarımızı ve etki alanlarımızı arttırmak gerek. Ahbap benim değil, Ahbap Derneği tüm Ahbap üyelerinin sahibi olduğu bir platform. Ben onlara liderlik ediyorum ama hepsi çok değerli insanlar. Yeni ahbaplar yetiştiriyoruz. Çok şeyler yaptık, daha çok şey yapacağız. Mesela Ahbap şu an faaliyetlerine ara verse sadece 3 yılda yaptığımız birçok şey efsane olmaya yeter. Normalinde mütevazi biriyim ancak bu konuda mütevazi olamayacağım. Çok insanın hayatına dokunduk. Ahbaplar, insanlar için çok önemli faaliyet yaptı ve yapmaya devam edecek. Bununla gurur duyuyorum.’’