Bir papağana yaptığı işkence görüntülerinden dolayı gözaltına alındıktan sonra akıl hastanesine sevk edilen Murat Özdemir neden serbest bırakıldı ve ne ile yargılanabilir? Tüm soruların cevabını Av. Bedia Teymur ve Av. Meltem Banko’ya sorduk.
Murat Özdemir, papağana yaptığı işkence görüntüleri sosyal medya hesabından yayınladıktan sonra Türkiye’nin gündemine oturdu. Dün gözaltına alınan ve ifadesi alındıktan sonra bugün serbest bırakılan Murat Özdemir, savcılık tarafından akıl hastanesine gönderildi.
Peki Murat Özdemir neden serbest bırakıldı, ne ile yargılanabilir ve hangi cezaları alması muhtemeldir? Av. Bedia Teymur ve Av. Meltem Banko, Haberler.com’un sorularını yanıtladı.
AV. BEDİA TEYMUR: YASADA BOŞLUK VAR
Sözlerine “Yasada büyük boşlu var” sözleriyle başlayan Av. Bedia Teymur, “Elektronik ortamda yapılan yayınlardan sonra bazı sorunlar daha belirgin daha güncel konuşulmaya başlandı. Bunlardan bir tanesi de hayvan haklarına ilişkindir. Hayvanlara yapılan eziyet arabaların arkasına bağlanarak sürüklenmeleri, çöp konteynırlarına atılmalar ve en son medyatik bir ismin (Murat Özdemir) yaptığı akıl almaz işkence. Üstelik bunu hiç çekinmeden kendi Instagram hesabından paylaşıyor. ‘Peki bu rahatlığın sebebi nedir?’ diye soracak olursak ben kesinlikle yasadaki boşluk derim.” dedi.
HAYVANLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLARA ADLİ PARA CEZASI VERİLİYOR
2004 yılında yürürlüğe giren yasayı hatırlatan Av. Teymur, “Çıkarılan kanunda hiçbir şekilde hapis cezası düzenlenmemiş, tamamen adli para cezaları ön görülmüştür. 5199 sayılı kanun 14. Maddesinde hayvanlara yapılması yasak fiiller sıralanmış, işkence ve eziyet de bu maddede belirtilmiştir. Yine dediğim gibi aynı kanunun 14’üncü ve 28’inci maddelerde 352 TL para cezası yaptırımı ön görülmüş.
Bir avukat olarak konuşmak gerekirse; Elbette hapis cezası son yaptırım olmalı ancak bu eylemin caydırıcı bir yaptırımı olmalı. Aksi halde bu kadar kolay bir şekilde bir canlıya eziyet ve kötü muamelede bulunulamaz.” ifadelerini kullandı.
HUKUK DÜZENİ YALNIZCA İNSAN VARLIĞINI KORUMAMALI
“Hukuk sadece insanların haklarını korumamalı.” diyen Av. Teymur, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Hukuk düzeni dediğimiz kanunlar ve yaptırımlar, tüm canlıların ve aynı şekilde bitki, dağ ve deniz gibi her türlü varlığı koruma altına almalıdır. Yere çöp atmamanın, bir hayvana kötü muamelede bulunmanın, bir insana tokat atmanın veya hakaret etmenin yaptırımı aynı titizlikle korunmalıdır. Aksi halde bu durum korumasız canlıları daha korumasız hale getirir, bu da canlıları maalesef insanların keyfi uygulamalarına maruz bırakır.”
AV. MELTEM BANKO: BİLİNÇALTIMIZDA DERİN YARALAR AÇAN BİR OLAY
Konu hakkında konuşan Av. Meltem Banko ise şunları söyledi: “Farklılıklarımızı bir kenara bırakıp, hep birlikte “Artık yeter!” dediğimiz olaylara bir yenisi daha eklendi. Hepimizi üzen Murat Özdemir olayı, toplumsal bilinçaltımızda derin yaralar açan olaylar silsilesinin son örneğidir ve televizyon dünyasının reyting uğruna neler yapabileceğinin de en büyük kanıtlarından biridir.
“YAPIMCILAR, REYTİNG UĞRUNA BU KİŞİLERİ MEŞHUR EDİYOR”
Söz konusu şahsın geçmişine dair görüntülerini izlediğimizde, kendisinin anti-sosyal kişilik yapısı kolaylıkla göze çarpmaktadır. Burada düşünülmesi gereken en önemli husus, reyting uğruna bu gibi şahısları meşhur eden yapımcıların riyakar ve samimiyetsiz tepkileridir. Bu şahıs, kendini savunamaz halde masum bir hayvancağıza, insanlığa sığmayacak işkenceler yapmıştır; kendisine, yaptığı bu kalleşliği oldukça kalabalık bir kitleye yayabilmesini sağlayan platformu ise reytingden başka hiçbir kaygı gütmeyen, etik değerlerden mahrum yayıncılar sağlamıştır.
“AKIL HASTANESİNE SEVK EDİLMESİ DURUMUN VAHAMETİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Konunun hukuki tarafının yanında, toplumsal sorumluluk gerektiren farklı konuların da ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Edindiğimiz bilgilere göre savcılık tarafından serbest bırakılan şahıs, akıl hastanesine sevk edilmiştir. Bu gelişme, durumun vahametini ortaya koymaktadır.
“İLK CEZA YAPIMCILARA VERİLMELİ”
Bu şekilde ruh sağlığı yerinde olmayan bir şahsın reyting uğruna televizyonlara rol model olması amacıyla çıkartılması hukuken olduğu kadar, sosyolojik olarak da ciddi sakıncalar doğurmaktadır. Bizler söz konusu şahsın cezalandırılmasını ya da serbest bırakılmasını konuşmadan önce, bu şahsı ve benzeri nicelerini sorumsuzca ekranlara çıkartıp, kendisine bu popülariteyi ve imkanı sağlayan, daha sonra onları kınayan tarzda yayınlar yapan yapımcılara, ilk etapta ilgili kurumlarca nasıl cezalar kesilmesi gerektiğini konuşmalı ve toplum olarak gereken tepkiyi göstermeliyiz; ancak sonrasında bu şahsın bu suçtan dolayı nasıl bir ceza alması gerektiğini konuşabiliriz.
RTÜK’Ü GÖREVE ÇAĞIRDI
Günümüzde kitle iletişim araçlarının önemli bir kısmını elinde bulunduran televizyon yayıncıları, toplumsal algıyı yönlendirme kudretine sahip kişi ve gruplar olarak, ellerinde tuttukları bu gücü toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde kullanmak durumundadırlar. Bu tip televizyon programlarında yayınlanan yarışmalarda veya programlarda, katılımcıların akıl ve ruh sağlıklarının yerinde olduğuna ilişkin raporların ve adli sicil kayıtlarının, bu kişiler halkın karşısına çıkarılmadan önce, mutlaka yapımcılar tarafından edinilerek söz konusu kişilere bir çeşit yayına çıkma ehliyeti verilmelidir ve gereğini yerine getirmeyen yapımcılar sorumsuz davranışlarının sonuçlarına katlanmalıdır. RTÜK bu konuda yeterli işlerlik gösteren bir teşkilat ve faaliyet organizasyonuna sahip olmalıdır. Ayrıca son dönemlerde gündemde olan hayvanlara zarar veren kişiler hakkında ceza kanunumuzda yapılacak düzenlemenin en kısa zamanda yasalaşması gerekmektedir. Böylece bu tarz olayların önü henüz yaşanmadan kesilecektir.”