İlk kimlerin, nasıl öpüştüğü henüz bilinmese de tarihçiler bu davranışın kaynaklarına Hindistan’da ulaştı.
Texas A&M Üniversitesi’nden antropolog Vaughn Bryant, öpüşmenin anne ve çocukları arasında yiyecek alışverişinden öğrenildiğini söylüyor. İlk kimlerin, nasıl öpüştüğü henüz bilinmese de tarihçiler bu davranışın kaynaklarına Hindistan’da ulaştı.
Antropolog Vaughn Bryant yıllar süren araştırma sonunda öpüşmenin aslında evrensel kültürel bir davranış olmadığını öne sürdü. Çünkü Yeni Dünya, Okyanusya, Eskimolar, Sahra-Altı Afrika’da insanlar öpüşmüyordu.
Antropolog Bronislaw Malinowski ise 1929’da Papua Yeni Gine’deki Trobriand Adaları’na gittiğinde çiftlerin öpüşmeyi bilmediğini gördü. Malinowski, çiftlerin sevişme sırasında birbirlerini ısırdıklarını söyledi.
Yakın zamanda American Anthropologist Journal’da yayımlanan çalışmada, 168 farklı kültür incelenerek ülkelerin öpme konusundaki tutumları incelendi. Bu kültürlerin sadece yüzde 46’sında öpüşme romantik bulunurken, yarısından fazlasında ilişkilerin öpüşme olmadan devam ettiği sonucunu ortaya çıktı.
Öpüşme alışkanlığı, Avrupa’daki 10 kültürden yedisinde, Kuzey Amerika’daki 33 kültürden 18’inde, Güney Amerika’daki 33 kültürden dördünde ve Ortadoğu’da 10 kültürün 10’unda da gözlemlendi.
Rapora göre, “Batı Etnik Merkezciliği” (Western Ethnocentrism) olarak adlandırılan ideolojik yapılanma romantik öpüşmenin evrensel olduğuna dair yanlış bir düşünce yaydı.
Akademisyenler, Nevada Üniversitesi’nden William Jankowiak ve Shelly Volsche ve Indiana Üniversitesi’nden Justin Garcia, yıllar boyunca öpüşmeyi incelediler ve bazı toplumların öpüşmeyle karşıladıklarında bunu oldukça müstehcen ve aşırı gördüklerini gözlemlediler. Alman nörolog Onur Güntürkün iki yılını havaalanı, tren istasyonları, park ve sahillerde öpüşen insanları izleyerek geçirdi. “Bilimsel olarak geçerli” 124 öpücük kaydetti. Sözcü