Çocukluklarında koşulsuz sevgi görmemiş olan kişiler, yetişkin hayatlarında ilişkilerinde alışık oldukları şekilde sevgi görmedikleri, desteklenmedikleri, önemsenmedikleri kişileri seçerler.
Bir çocuk olarak en çok istediğimiz şey ebeveynlerimizden koşulsuz sevgi görmektir. Bu sevgiyi bu şekilde almamamız halinde bir şeyler eksik kalır. Hissedilen eksiklik, kişinin yetişkinlik hayatındaki tüm ilişkilerine yansır.
Çocuklukta kabul görmeme, onaylanmama, desteklenmeme ve önemsenmeme duygusuyla büyümüş olmak zordur.
Çocukluklarında koşulsuz sevgi görmemiş olan kişiler, yetişkin hayatlarında ilişkilerinde alışık oldukları şekilde sevgi görmedikleri, desteklenmedikleri, önemsenmedikleri kişileri seçerler. Kişinin beklentisi alışık olduğu şeyi yaşamak olur.
Sağlıklı bir ilişki kurulabilmesi için çocuklukta yaşanan sevgi görme biçiminin gözden geçirilmesi gerekir. Ebeveynlerin çocuğu kabul ediş şekli çocuğun tüm ilişkilerini etkiler bu yüzden çocukluk deneyimlerinin gözden geçirilmesi gerekir.
Çocukken kendimizle ilgili öğrendiğimiz olumsuz düşüncelerin bu günümüze yansımasına izin vermemek için düşüncelerin her birinin gözden geçirilerek değiştirilmesi gerekir. Kendimizle ilgili öğrendiklerimiz olumsuz ise maalesef olumsuz olduğunu bilmemize rağmen aynı şeyleri seçmeye ve yaşamaya devam ederiz. Tanıdık düşünceler tanıdık yaşantılar kişiye güven hissi verir.
Çocuklukta kendimizle ilgili olumlu düşünceleri ve duyguları oluşturamadıysak, bugün bir yetişkin olarak kendimizle ilgili olumlu düşünceleri nasıl oluşturabileceğimizin yollarını bulabiliriz.
Kendimizle ilgili olumlu duyguları ve olumlu düşünceleri benimseyememişsek her zaman eskiyi tekrar eder şekilde yaşarız.
Her gün yeni bir gündür. Her şey dönüşür değişir ve en önemlisi sizin dünkü çocuk olmayışınızdır!