Soğuk, rüzgâr ve içinde daha uzun süre kalmak zorunda kalınan kapalı mekânlar, kış mevsiminde cildi zorluyor. Örneğin soğuk havanın kurutucu etkisi nedeniyle ciltte kuruluk gelişebiliyor. Donuk, mat ve yıpranmış bir görünüm ortaya çıkabiliyor. Bunun yanı sıra ciltte yaz mevsiminden kalan lekeler ve izler de moral bozucu olabiliyor. Neyse ki yaşam alışkanlıklarımız ile beslenmemize dikkat ederek ve estetik dünyasının sunduğu yöntemlerden faydalanarak kış mevsiminde ışıl ışıl bir cilde sahip olmamız mümkün. Üstelik uzmanlara göre; lazer, peeling ve PRP gibi yöntemlerle ciltte oluşan lekeler, izler ve kırışıklardan kurtulmak için bakım yapmanın tam zamanı, çünkü en başarılı sonuç alacağınız mevsim; kış! Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Sinem Gürbüz, soğuk kış mevsiminde cilt sorunlarıyla başa çıkmanız için 10 etkili öneride bulundu.
1.Temiz bir cilt daima birinci sırada
Kış mevsiminde gün boyu maruz kaldığımız hava ve çevre kirliliği, sigara dumanı ile makyaj ürünleri kullanımı gibi faktörler; cildimizi kirletiyor, gözeneklerimizi tıkıyor ve cildimizin oksijen almasını engelleyerek canlanmasının önüne geçiyor. Soğuk havalarda cildinizin yapısına ve mevsim şartlarına uygun, kurutucu olmayan temizleyiciler kullanarak bu olumsuz etkilerden korunmayı ihmal etmeyin.
2.Cildinizi her gün nemlendirin
Soğuk havaların kurutucu etkisine karşı cilt yapınıza, yaşınıza ve mevsime uygun olan nemlendirici ürünleri her gün düzenli olarak kullanın. Hyalüronik asit, glikolik asit, retinol ve peptid içerikli ürünleri; nemlendirmenin yanı sıra yaşlanma karşıtı etkileri nedeniyle bakım kremi olarak tercih edebilirsiniz. Yüzünüzle birlikte soğuk ve kuru havanın yoğun olarak etkilediği ellerinizi ve dudaklarınızı da gün içinde sık sık nemlendirin. Ilık bir duş sonrasında tüm vücudunuzu nemlendirmeniz de önemli.
3.Cildinizi kivi ve ıspanakla nemlendirin
Serbest radikallerle savaşan C vitamini cildin gençleşmesinde etkili olmasının yanı sıra cilde nem de veriyor. Kış mevsiminde cildinizin ışıltısını kaybetmemesi için özellikle kivi, maydanoz, portakal, mandalina, greyfurt ile brokoliyi sofranızdan eksik etmeyin. Örneğin 100 gram kivi, günlük 90 mg C vitamini ihtiyacınızı karşılamaya yetiyor. A vitamini de cildin su tutma kapasitesini artırarak nemli kalmasını sağlıyor. Havuç, ıspanak, biber, brokoli, lahana, koyu yeşil yapraklı sebzeler, mandalina, portakal ile kayısı A vitamininden zengin besinlerden. Yumurta, süt, tereyağı, karaciğer ve peynir de bolca A vitamini içeren hayvansal kaynaklardan. Örneğin günde yarım kase ıspanak içerdiği yaklaşık 1400 mikrogram A vitamini ile günlük ihtiyacınızı karşılayabiliyor.
4. Günde 1 avuç fındık ile erken yaşlanmayı engelleyin
Kış mevsimi ile cilt daha kuru, cansız, mat ve yaşlı gözükebiliyor. E vitamini yoğun antioksidan özelliği sayesinde cildi serbest radikallerden temizleyerek hücrelerin yenilenmesini sağlıyor. Cildin yaşlanma sürecini geciktirerek, kırışıklıkların oluşumunu engelliyor. Bunun yanı sıra cildin nemlenmesinde de önemli bir rol oynuyor. Başta tahıllar olmak üzere fındık, ceviz, kabak, yumurta sarısı, zeytinyağı ile balık yağı, domates, patates, lahana ve marul E vitamininden zengin besinler arasında yer alıyor. Bir avuç fındık veya 4-5 adet ceviz, E vitamini ihtiyacınızı büyük oranda karşılıyor.
5.Isı değişikliklerinden korunun
Şiddetli soğuğa maruz kalmak, cilt damarlarında daralmaya neden olarak burun ucu, kulaklar, eller ve ayaklar gibi uç organlarımızda doku hasarına yol açabiliyor ve kızarıklık, morarma, ağrı, yanma ile kaşıntı gibi şikayetlere yol açabiliyor. Bu durumdan korunmak için şal, eldiven, yün çorap gibi aksesuarları kullanmalı, bulunduğunuz ortamların ısısını iyi ayarlamalısınız. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği standarda göre; sıcaklık oturma odası için 21 derecedir. Diğer odalar için ise 18 derece sıcaklık uygun görülüyor. Ancak ortam ısısını ayarlarken ısı kaynağıyla çok yakın temas içinde olmayın. Çünkü soba, fırın veya elektrikli ısıtıcı gibi ısı kaynaklarıyla uzun süreli yakın temas sonucu termal hasara bağlı kızarıklıklar veya ciltte kalıcı olabilen renk değişiklikleri gelişebiliyor.
6.Güneş koruyucu kışın da şart
Güneşin zararlı ışınlarına bağlı olarak ciltte lekelenmeler, kırışıklıklar, iyi veya kötü huylu deri tümörleri gelişebiliyor. Kış mevsiminde güneşin bu zararlı etkileri azalsa da devam ediyor ve karlı hava güneş ışığını yansıttığı için güneş yanıkları ortaya çıkabiliyor. Cildinizi bu zararlı etkilerden korumak için güneş koruyucu kremleri dışarı çıkmadan 15-20 dakika önce sürmeye ve 3-4 saatte bir tekrarlamaya özen gösterin.
7.Evde ya da klinikte peeling
Kış mevsiminde uygulanacak peeling işlemleri ile cildin ölü hücrelerden arınması, dokuların yenilenerek canlı, ışıltılı ve daha parlak bir görünüme kavuşması sağlanabiliyor. Evde kendi hazırladığınız veya cildinize uygun olarak satın aldığınız peeling ürünlerini haftada 1-2 kez cildinizi tahriş etmeden kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra klinik ortamda, bir uzman doktor yardımıyla genellikle meyve asitleri ile ve ayda 1 kez olmak üzere yapılan ”kimyasal peeling” işlemi ile daha da güzel sonuçlar elde edebilirsiniz.
8.PRP ile cildinizi yenileyin
Yaz mevsiminde maruz kalınan zararlı güneş ışınlarının cildi yıpratan ve yaşlanmaya yol açan etkilerinden kurtulmak için kış mevsiminde PRP yaptırmanın tam zamanı. Son yıllarda gündemde olan ”PRP (platelet rich plasma)” uygulaması ile hücrelerinizi kendi kanınız ile yenileyebilirsiniz. Bunun için sizden bir miktar kan alınıyor; özel bir işlemden geçirildikten sonra cilt dokusunda yeniden yapılandırmayı sağlayan, büyüme faktörlerinden zengin olan kısım ayrıştırılıyor ve cildinize uygulanıyor. Bu yöntem ile cilt gençleştirmenin yanı sıra yara ve sivilce izleri, saç dökülmesi gibi problemlerde de oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor.
9.Lazer uygulamaları ile kırışık ve sarkma tedavisi
Lazer uygulamaları için de en ideal zaman; kış mevsimi! Yaz mevsiminde güneşin leke oluşumuna yol açabilen etkileri göz önünde bulundurulduğu için lazerler ile cilt yenileme için kış mevsimi tercih ediliyor. ”Fraksiyonel lazerler”in kullanımı ile ciltteki kolajen lifler sıkılaşıyor ve yeniden yapılanma ortaya çıkıyor. Bu sayede yaşlanmaya bağlı olarak gelişen sarkmaların, ince ve kalın kırışıklıkların giderilmesine olanak sağlanıyor. Cilt gençleştirmede kullanılan diğer lazerlere göre fraksiyonel lazerlerin avantajı; daha hızlı yara iyileşmesi sayesinde sizi günlük yaşamdan uzun süre uzaklaştırmadan istenilen sonuçların elde edilebilmesi. Cilt gençleştirmenin yanı sıra yara ve sivilce izleri, hamilelik çatlakları gibi problemlerin tedavisinde de fraksiyonel lazer sistemleri başarılı şekilde kullanılıyor.
10.Günde en az 10 bardak su
Kış mevsiminde sıkça karşılaşılan cilt kuruluğunun önüne geçmek için etkili yöntem, bolca su içmek. Çünkü su genel vücut sağlığımızın yanı sıra cildimizin nemli ve sağlıklı kalmasında son derece önemli bir rol üstleniyor. Işıl ışıl bir cilt için günde en az 10 bardak su içmeyi ihmal etmeyin.