Ülkemizde telefon yolu ile dolandırılanların, beş parasız ortada kalanların sayısı gün geçtikçe hızla artmakta. Yapılan uyarı yayınları, başına gelen kişilerin anlattıkları ve emniyetten gelen mesajlar olayların bir miktar önene geçebilse de yeterli olmamaktadır.
Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo Falay sorunun temelinde korku faktörünün yattığını söyleyerek “Korku tüm insanoğlu için çok temel bir duygudur. Korku aynı zamanda insanlığın hayatta kalmasını sağlayan en önemli mekanizmadır. Tehdit hissettiği anda kişi korku duygusu ile birlikte kendini korumaya alır. İlkel çağlarda bu sistem çok daha basit ve işlevsel olarak çalışmaktaydı. Çünkü tehdit ve korunma yolları net ve belliydi. Ancak günümüz şartlarında işler çok daha karışık durumda evet ormanda bizi kovalayan aslanlar ya da kurtlar yok. Günümüzde çok daha belirsiz ve karmaşık tehdit ve tehlikeler var. Bu yüzden kendimizi daha fazla tehdit altında hissediyoruz. Dolandırıcılar da bizim korku duygumuzu kullanıyor. Kendimizin ve ya sevdiklerimizin başına bir şey gelme ihtimali kişide ciddi bir korku ve kaygı uyandırıyor. Kişi bu noktada riski sağlıklı bir şekilde değerlendirebilme yetisini kaybedip, koruma moduna geçerek söylenenlere inanabiliyor ve kendine söylenen her şeyi yerine getiriyor. Bu anlamda kurban olarak seçilen kişiler genelde daha zayıf kişiler oluyor ya da araştırma yaparak kişinin bilgilerini ve zayıf karnını öğreniyorlar ve inandırıcı olabilmek için bunu kullanıyorlar. Yarattıkları sanal tehdit kurgusuna kurbanlarını inandırıyorlar. Oyun böyle başlıyor.
Bu oyunun ikinci ayağında ise seçtikleri kurbanın korktukları için sessiz kalmasından güç alıyorlar. Sessiz kalmaları üzerine tehditlerini geliştiriyorlar. Sessizlik her zaman suçlunun elini kuvvetlendiren bir unsur, ellerindeki en büyük kozdur. Çünkü kurbanın sessizliği suçun ortaya çıkmasını önler. Bu bakımdan her seferinde tehditin dozunu yükselterek ve inandırıcı yeni veriler ekleyerek kurbanın sessiz kalmasını sağlarlar. Elde etmek istediklerinin tamamını elde edene kadar tacizlerini sürdürmeye devam ederler. Kurban bir kere inandımı inanmaya devam etme ihtiyacı hisseder çünkü bir yandan da Ego su kendinin aptal yerine konulduğunu hissetmekten kendini korumaya çalışmaktadır. Yaptıklarının gerçekten işe yaradığına, kendisini ve sevdiklerini gerçekten bir tehditten koruduğuna inanmaya ihtiyaç duyar. Bu bakımdan da söylenenlere inanmaya devam eder.” ifadelerini kullandı.
Bu oyunu bozmak ve bu durumdan kendinizi korumak için ne yapmanız gerekir ?
Öncelikle hiç bir şekilde konuşmalarına izin vermemek yapılabilecek en iyi şey olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Sibel Deniz Toledo Falay, “Çünkü konuştukça sizi etki altına alma olasılıkları artabilecektir. Kapatmakta zorlanıyor iseniz size söylenen şeylere odaklanmamak ve kendinizi daha güvende hissetmek için mutlaka çevrenizdeki Tv, radyo gibi diğer uyaranların sesini açın ve yüksek bir frekansa getirin.
Yani sizin ve karşınızdakinin dikkatini dağıtmaya çalışın. Böylelikle konuşmaları ile sizi hipnotize etmelerine engel olursunuz. Eğer kalabalık bir yerde iseniz size söylenenleri sizde yüksek bir sesle ‘’ çevrenin sizi duyabileceği kadar yüksek ‘’tekrar edin. Bu sayede çevrenizde gelecek uyarı geri bildirimler sizi kendinize getirecek, karşı tarafı öfkelendireceği için soğukkanlılığını kaybetmesine ve telefonu kapatmasına neden olacaktır. Hem böylelikle sessiz kalmanızın vereceği gücü karşı tarafın elinden almış olacaksınız. Son önerimde sizde karşı tarafa cevap verin , tehdit edin yani monolog yapıp sizi hipnotize etmesinin önüne geçmeye çalışın. Karşı tarafın silahlarını ve kullanma yöntemlerini bilirseniz silahlarını etkisiz hale getirme yollarını da daha kolaylıkla bulabilirsiniz.
Korkutmak, bir kişiyi manipüle etmenin ve o kişiye istediklerinizi yaptırmanın en kolay yoludur. Korku kişinin mantığının devreden çıkmasına ve panik yapmasına sebep olabilir. Bu da çoğu zaman kişiye çok daha büyük bir zarar verir. Bunun panzehiri de sakin kalmaya başarabilmektir. Bir uzman olarak söylemenin, yapmaktan çok daha kolay olduğunu iyi biliyorum. Burada önerim eğer sakin kalmakta zorlanıyor iseniz daha soğukkanlı bir yakınınızdan çekinmeden yardım istemeniz ve siz sakinleşene kadar durumla sizin aranızda bariyer olmasına izin vermeniz olacaktır. Yani bırakın sizin yerinize telefonu o açsın örneğin. Böyle bir durumda kaygılanmakta veya inanmaya başlamakta utanılacak hiç bir şey yok. Kendinizi yalnız baş etmeye mahkûm etmezseniz her şey çok daha kolay olacak ve o büyüyen kaygı balonu bir anda patlayacaktır.” şeklinde konuştu.