Dozunda olmak kaydıyla bırakın canı da sıkılsın…
Ders ziline ara verilmesiyle milyonlarca çocuk karnelerini alarak yarıyıl tatiline girmenin mutluluğunu yaşıyor. Ailelerde ise ‘ne yapsak da çocuğumuza hem eğlendirici hem öğretici bir yarıyıl tatili geçirtsek’ telaşı var. Özellikle sömestri çocuğuyla evde geçirecek olan anneler ‘tüm gün benimle evde kesin canı sıkılır’ diyerek onu oyalamanın yollarını bulmak için didinip duruyor, kendilerini suçlayabiliyorlar. Ancak bu kötü düşünceyi geride bırakın zira Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül “Çocuğunuzun bırakın canı da sıkılsın. Can sıkıntısı korkutucu bir durum değildir. Aksine yapılan araştırmalar gösteriyor ki canı sıkılan çocukların hayal güçlerinin yanı sıra, iç dünyalarına yönelebildikleri için düşünce becerileri de daha fazla gelişiyor, kendilerini oyalayabilme becerileri artıyor. Çocuğunuza bu durumu ‘bazen insanların canı sıkılır’ diyerek açıklayabilirsiniz. Ama şüphesiz dozunda olması kaydıyla! Canı sıkılsın diye hiçbir şey yapmamak da doğru değil” diyor. Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül, şubat tatilini keyifli ve öğretici geçirmenize yardımcı olacak öneriler ve uyarılarda bulundu.
Ev işlerini askıya alın, birlikte oynayın
‘Oynamayı ben de bilirim ama ev işlerinden fırsat mı var?’ demeyin. O fırsatı yaratabilirsiniz, yaratın da. Mükemmel olma çabasında olmayın. Çalışan anne de olsanız her şeye dört dörtlük yetişme telaşından kurtulun. İster hafta içi ister hafta sonu ev işlerine odaklanmayın. Oyunun, çocukların hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal gelişimine faydası yapılan çalışmalarla ortaya konuluyor. Üstelik sizin için de faydalı olacaktır.
Haftada birkaç gün mutlaka dışarı çıkın
Hava soğuk da olsa haftada birkaç gün açık havada geçireceğiniz zaman dilimleri çok önemli. Soğuk havada dışarıda gözlem yapması, doğa olaylarını, havayı ve çevreyi gözlemlemesi çevresel zekasının gelişimini de destekliyor. Alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlara hapsolmayın.
Evde yarışlar düzenleyin
‘Evde, dört duvar arasında gün boyu ne yapabiliriz?’ diyorsanız, aslında birçok seçenek var. Üstelik çocuğunuzun zekasını ve becerilerini kullanabileceği etkinlikler. Örneğin sessiz film anlatma, tabu, jenga, satranç gibi oyunlarla evde mini yarışmalar düzenleyebilirsiniz. Oyunlarınıza evdeki diğer aile üyelerini de katın. Beraber mutfakta bir şeyler pişirme ve akraba ziyaretleri gibi klasik yöntemler de önemli. Tabi birlikte kütüphanenizden seçeceğiniz ya da birlikte satın alacağınız bir kitapla okuma saati yapmanın yeri apayrı.
Sevdiği arkadaşlarıyla buluşturun
Çocuğunuzun sevdiği arkadaşları ile biraraya gelmesini sağlayın. Yaramazlık yapsalar da onlar henüz çocuk ve bu birliktelikler sosyalleşmesi adına önemli. Üstelik bu sayede hem çocuğunuzun diğer çocuklarla ilişkilerini hem de onun sevdiği ama sizin çok da tanımadığınız arkadaşlarıyla ilişkilerini gözlemleyebilirsiniz. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu yapabilirsiniz.
Bırakın canı da sıkılsın!
Yanlış duymadınız. Bırakın bazen de canı sıkılsın! Sürekli çocuğu bir şeye yönlendirme telaşında olmayın, bir anlamda canı sıkılmasın diye didinip durmayın. Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül “Bazı aileler çocukların canının sıkılmaması gerektiğine inandıkları için hemen bir etkinlik bularak çocuğu oyalamaya, bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocuğun canının sıkılması hiç de kötü bir şey değil; canı sıkılan çocukların hayal güçlerinin yanı sıra iç dünyalarına dönebildikleri için düşünme becerileri de daha fazla gelişiyor, kendilerini oyalayabilme becerileri artıyor. Yetişkinlik hayatına geçtiklerinde kendilerine daha yeterli bireyler oluyorlar. Çocuğunuza can sıkıntısı için “Evet canın sıkılıyor ama bazen insanların canı sıkılır, bu kötü bir şey değil” diyerek durumu açıklayabilirsiniz. Tabi dozuna dikkat etmek şart! Canı sıkılsın diye hiçbir şey yapmamak da kesinlikle doğru değil.
Birlikte hayal kurun
Çocuğunuzla beraber gözlerinizi kapatıp hayal kurun ve sonra herkes hayalini anlatsın. Hatta bunu, hayalin bir kısımını siz, bir kısımınız çocuğunuz kuracak şekilde bir oyuna dönüştürün. Bu size de iyi gelecek; en son ne zaman gözünüzü kapatıp hayal kurdunuz ya da buna diğer aile üyelerini ortak ettiniz?
Çocuklara yönelik atölye etkinliklerine götürün
Günümüzde artık neredeyse tüm sanat müzeleri, sanat platformları ve üniversiteler çocukların merak ve ilgi alanlarına yönelik atölye etkinlikleri yapıyorlar. Bu atölye çalışmaları; bazen el becerilerini destekleyici, bazen merak artırıcı, bazen gözlem yapmaya teşvik edici olacak şekilde çok farklı konularda düzenleniyor. Ya ücretsiz ya da cüzi ücretlerle yapılıyor. Yaşına uygun aktivitelere katılmasını sağlayın. Çalışıyorsanız bunu hafta sonu da yapabilirsiniz.
Arkadaşlarıyla katılacağı etkinlik organize edin
Bulunduğunuz şehirde daha önce görmediğiniz tarihi, turistik yerleri gezin. Yaşına uygun tiyatro, sinema ve gösterilere gidin. Hatta kimi zaman bu aktivitelere istediği arkadaşı ya da arkadaşlarının da gelmesi daha fazla keyif almasını sağlayabilir. Çıkışta izlediği şeyle ilgili yorum yapmasını teşvik edin. Kısa bir özetini anlattırıp fikrini sorarak heyecanına ortak olduğunuzu hissettirin.
Hayal gücünüzü kullanın
Kendi hayal gücünüze güvenin. Çocukluğunuzda sizin keyif aldığınız oyunları ve etkinlikleri de çocuğunuza öğretebilirsiniz. Bu arada çocuğunuzun diğer aile üyeleri ile de zaman geçirmesini sağlayın. Babası ile baş başa zaman geçirme imkanı varsa siz dahil olmayın, yönlendirme yapmayın.
Güler yüzlü ve şefkatli olun
Teknolojik aygıtları sınırlı zaman dilimlerinde kullandırın. Gergin ve sinirli davranmayın. Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül “Çocuğunuzun en büyük ihtiyacının sizin güler yüzünüz ve ona şefkatli yaklaşmanız olduğunu bilin. Onu sevdiğinizi dile getirin, hissettirin. Ona koyduğunuz kuralların nedenlerini anlayacağı şekilde sakin bir üslupla açıklayın” diyor.