Türkiye’de uygulanan önlemlerle salgında umut veren tablo oluştu. Ancak vatandaşa “Gevşemeyin” uyarısı yapılırken sorumluluk makamındakilerin açıklamaları da her zamankinden önemli hale geldi. Yeni vakaların üç gün üst üste artması “Mayısta oteller ve AVM’ler, haziranda okullar açılır” gibi beyanlardan kaçınılması gerektiğini ortaya koydu. “Devlet kurumları planlamalarını yapsın ama toplumu rehavete yöneltecek mesajlar verilmesin” çağrıları yapıldı.
Türkiye’de 11 Mart’ta başlayan koronavirüsle mücadelede günlük taburcu olan sayısının vaka sayısını aşmasıyla birlikte yeni bir sürece girildi. Son günlerde Kovid tablosundaki olumlu gelişmenin ardından kamuoyunda ‘normalleşme’ tartışmaları başladı. Eğitimden turizme birçok alanda 11 Mart öncesine ne zaman ve nasıl geçilebileceği yönündeki tartışmalara ilişkin kademeli geçişin formülleri anlatıldı. Ancak Bilim Kurulu’ndan tedbirlerin gevşetilmemesi yönünde yapılan itirazlar yükseldi. Karar alma mekanizmasındaki sorumlu kişilerin toplumda rehavet uyandıracak mesajlardan kaçınması gerektiği yönünde değerlendirmeler yapıldı.
Ortalama her gün 2 ile 3 bin arasında yeni vakanın tespit edildiği, vaka sayısının 120 bini geçtiği ve iyileşen hasta sayısının da 48 bini aştığı süreçte Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, okulların ne zaman açılabileceğine ilişkin tarih verdi. Selçuk “Eğer normalleşme süreci beklendiği şekilde devam ederse, 1 Haziran’da açarız. 31 Mayıs’a kadar süreç devam edecek ama sadece eğitimden bahsetmiyoruz. Ekonomide normalleşme, turizmde normalleşme, diğer tüm sektörlerde normalleşme bunu bir bütün olarak görmek lazım. Bir an önce okullarımızın açılmasını temenni ediyoruz” dedi. Bu süreçte temkinli mesajlarını ve uyarılarını sürdüren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise “Türkiye bu sınavdan yüzünün akıyla çıktı. Başarının tamamını özetleyecek olursak; tedbir, tespit, hızlı tedavi” dedi. Koca, vakaların yüzde 60’ının bulunduğu İstanbul’a özel tedbir almayacaklarını belirterek “Biz ilave tedbiri önermiyoruz. Önümüzdeki dönem, vakaların daha az görüldüğü illerimizde tamamen vaka seyrine göre tedbirleri gevşetebiliriz” ifadelerini kullandı.
Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise ‘sürpriz yaşanmazsa’ iç turizmi mayıs ayı sonunda başlatmayı düşündüklerini söyledi. Her şeyin olumlu geliştiğini savunan Ersoy, şunları kaydetti: “Böyle giderse ve gidişatta sıkıntı yaşanmazsa mayıs ayı sonu itibarıyle iç trafik başlayacak. Kontrollü iç hat uçuşlarıyla turizm sezonu açılacak. Bir sertifikasyon kurulu oluşturduk.
Sertifikasyon alan tesisleri duyurarak, tatilciye ‘Buralara gidebilirsiniz’ diyeceğiz. Vaka açısından sıfır olan ülkelerle karşılıklı kapıları açabiliriz.” Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan da virüs ile mücadelede ‘gelinen safhanın dikkate alınarak’ diyerek Türkiye’deki ilk normalleşme adımını açıklamıştı. Pekcan ihracat sevkiyatlarının olumsuz yönde etkilenmemesi, tedarik zincirinin zarar görmemesi ve taşımacılık sektörünün etkin şekilde çalışabilmesi amacıyla, uluslararası ticari nakliyat kapsamında İran ve Irak sınır kapılarından giriş-çıkışlar hariç olmak üzere Türk şoförlerin Türkiye’ye girişlerinde Kovid-19’a ilişkin bir belirti tespit edilmemesi ve her türlü sağlık tedbirlerinin alınması şartıla 14 günlük karantina süresini beklemeden tekrar yurt dışına çıkabilmelerine izin verildiğini söylemişti.
‘BAYRAMDAN KORKUYORUM’
Bilim Kurulu üyeleri ise Kovid tablosundaki olumlu seyirden sonra konuşulan ‘normalleşme’ için temkinli mesajlar verdi. Tedbirlerin asla gevşetilmemesi yönünde çağrılar yapıldı. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, tedbirlerin esnetilmesi sürecinde işaret edilen Ramazan Bayramı için “Bayram beni korkutuyor” dedi. Taşova “Bayramlarda anne babalara gittiğinizde el öpmeyince sıkıntı çıkıyor. Hadi ‘Maskeli öptüm, elimi yıkadım’ derken riskli grubu da tehlikeye atabilme şansımız oluyor. O yüzden hazır güzel engellemişken, biraz daha sıkı tedbirler alınmalı. Belki sokağa çıkma yasağı olmaz ama şehirler arası seyahat engellenmeli veya belli saatler arası kısıtlanmalı. Ben açıkçası bayramdan korkuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise “Aşı veya enfeksiyon ile toplumun ortalama yüzde 60 kadarı bağışık hale gelmediği sürece sosyal izolasyon ve el hijyeninden vazgeçemeyiz.
Yangını tümüyle söndürünceye kadar, şimdiye kadar uygulayagelmekte olduğumuz tedbirlere aynen devam etmeli; asla gevşetmemeliyiz. Yoksa kazanımlarımız ve çektiğimiz zahmetler boşa gidebilir” diye konuştu. Özlü “Önümüzde başarmamız gereken hedefler var. Yeni günlük vaka sayılarımızı sıfırlamak. Bunlardan sonra yangını söndürmüş sayılırız. Yangının sönmesini takiben bir hafta, 10 gün kadar da tedbirleri devam ettirerek, yangın alanını soğutmalıyız ki, yeniden bir kıvılcım parlayıp ikinci dalga başlamasın” ifadelerini kullandı. Sokak ve pazar yerlerindeki yoğunluğun çok riskli olduğunu vurgulayan Özlü “Her şey sil baştan olmasın. Temkinli ve tedbirli olalım. Biran önce bitmesi için bu şart” uyarısında bulundu.
TRAFİKTE ‘NORMALLEŞME EMARELERİ’
İstanbul trafiğinde salgın öncesini hatırlatan manzaralar yaşandı. Koronovirüsle mücadele kapsamında alınan karar doğrultusunda bugün ve hafta sonu uygulanacak üç günlük sokağa çıkma yasağı öncesinde kentteki yol, cadde ve mahallelerde yoğunluk vardı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde sabah saatlerinde trafik yoğunluğu oluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Haritası’nda saat 10.30 itibarıyla yoğunluk yüzde 17’ye kadar çıktı. Yakın zamanda yüzde 1’e kadar düşen yoğunluk öğle saatlerinde ise yüzde 18-20 arasındaydı. Sokağa çıkma yasağı öncesinde Ramazan alışverişi için dışarıya çıkan vatandaşlardan bazılarının sosyal mesafe kuralına uymadıkları ve maske takmadıkları görüldü.
AŞIYI ÜRETMEK İSTEYEN KOVİD KOMİSYONUNA BAŞVURACAK
Sağlık Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve İl Sağlık Müdürlüklerine gönderdiği yazıda, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından salgın sürecinde Türkiye’nin tecrübelerine ilişkin yapılacak yayınların teşvik edilmesinin kararlaştırılarak, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde ‘KOVID-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu’ oluşturulduğunu duyurdu. Yazıda salgınla her ülkenin imkanları ölçüsünde mücadele etttiği, bu mücadelede ülkelerin aldığı kararların toplumun bu kararları hayata geçirmedeki başarısı, sağlık alt yapısı ve yetişmiş insan kaynağının büyük etkisi olduğu belirtildi. Tanı süreçleri, kontrol tedbirleri, hastaların tedavi algoritmaları ve hastalara ilişkin bildirimler açısından tam bir standartın söz konusu olmadığı kaydedilerek “Dünya Sağlık Örgütü zaman içinde ülkelerin imkanlarını da dikkate alarak tanı ve bildirim konusunda bazı standardizasyonlar önermiş ve süreçte bazı revizyonlar yapma durumunda kalmıştır. Tedavi konusunda, kanıt değeri yüksek bir algoritma üzerinde uzlaşılamamıştır” denildi. Türkiye’nin verilerinden tüm insanlığın yararlanabileceğine dikkat çekildi.
Bakanlığın, salgın hastalıklılarla ilgili yetki ve sorumluluklarını da göz önünde bulundurarak bilim adamlarını bu konuda yapacağı araştırmaları teşvik etmek ve bu araştırmalara destek vermek arzusunda olduğu vurgulanarak, şöyle devam edildi: “Ayrıca Bakanlığımızın bu stratejisi yönünde, TÜSEB tarafından salgın sürecinde ülkemizin tecrübelerine ilişkin yapılacak yayınların teşvik edilmesi kararlaştırılmıştır. Bu teşvik usulleri, TÜSEB tarafından yayımlanacaktır. Yapılacak araştırmalarda ihtiyaç duyulacak veriye ulaşımının kolaylaştırılması, gerektiğinde büyük seriler oluşturabilecek network kurulmasına destek verilmesi, çalışmaları karşılaştırılabilir kılacak kavram birliğinin tesisi ve TÜSEB yayın destek programına alınması amacıyla Bakanlığımız Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde KOVID-19 Bilimsel Araştırma Değerlendirme Komisyonu oluşturulmuştur. KOVID-19 ile ilgili araştırmacılar tarafından başlatılması ve yürütülmesi planlanan, klinik araştırmalar dahil insanlar üzerinde yürütülecek tüm bilimsel çalışmalar ve retrospektif araştırmalar için etik kurul başvurusundan önce bu komisyona bildirim yapılması gerekmektedir. Daha önce etik kurul izni almış KOVID-19 konusundaki araştırmalar için de en geç 10 gün içerisinde komisyona başvuru yapılmalıdır. Araştırmalar, komisyon tarafından en fazla 5 iş günü içinde değerlendirilecek ve geri dönüş sağlanacaktır. Vaka takdimleri bu kapsama dâhil değildir.”