Başrollerinde oynadığı ‘Güzelliğin Portresi’ filmi ve ‘Atiye’ dizisiyle gündemde olan Melisa Şenolsun, Elle dergisinin ocak sayısına kapak oldu.
Oyunculuğu ve stiliyle yılın yükselen yıldızı olan Melisa Şenolsun, Emre Ünal’ın objektifine verdiği çarpıcı pozları ve açıklamalarıyla dikkat çekti. ‘Modayı ve cesur parçalar giymeyi seviyorum’ diyen Melisa, kendi güzelliğiyle ilgili yorum yapmaktan kaçınırken, ‘Kusurlu güzellikleri seviyorum.’ şeklinde konuştu.
‘’Atiye’nin mistisizmi’’
En başta Netflix ile çalışma fikri beni hyecanlandırdı. Sonrasında Atiye dizisinde senaryonun mistisizimi ve reenkarnasyon gibi benim de ilgimi duyduğum konuları içerdiğini görünce mutlu oldum. Cansu, özgür kalabildiğim ve içinde dans edebildiğim bir roldü.
‘’Cansu gibi enerjim yüksek’’
Atiye’deki Cansu kadar olmasa da enerjisi yüksek bir insanım. Sevdiklerine olan bağlılığı ve koruyuculuğu açısından da benziyoruz. Benim de ablam var. Biri ona zarar vermek isterse tıpkı Cansu gibi ben de onu korumaya geçerim.
‘’Oyuncu olmasaydım ressam ya da dansçı olurdum’’
Doğayla iç içe olmayı ve dünyayı gezmeyi çok seviyorum. İlk defa gördüğüm bir şehrin enerjisi beni bir anda değiştirebiliyor. Meditasyon ve psikolojiye olan ilgim dışında çizim yapıyorum. Kreatif işler hoşuma gidiyor. Oyuncu olmasaydım ressam ya da dansçı olurdum.
‘’Özgürlüğüne düşkün karakterleri oynamak daha keyiflli’’
Dümdüz ve tek boyutlu bir karakterden öte özgürlüğüne düşkün, ters köşeleri bulunan, ne yapacağı belli olmayan ve her an her şekilde davranmaya meyilli bir karakteri oynamak daha keyifli.
‘’Tanımlayabilecek kadar çok aşk sığdırmadım hayatıma’’
Tanımlayabilecek kadar çok aşk sığdırmadım hayatıma. Henüz tam anlamıyla çözebilmiş değilim aşkı. Duygu yoğunluğu yüksek hormonal bir durum diyebilirim.