En klişe soruyla başlayalım… Oyuncu ve sunucu kimliğiyle tanıdığımız Filiz Üner kimdir?
Kendimi anlatarak yaptığım ilk röportaj olacak; umarım zorlanmam… İçimdeki çocukla yaşayan bir oyuncuyum. Rolüne kendini sonuna kadar adayan, roldeki deliyle deli, çılgınla çılgın, evin büyüğü rolünde de ağırbaşlılık sembolüyüm… Sizin de girişteki sözünüze vurgu yaparak, klişeden devam edeyim: Doğu Akdeniz Üniversitesi Radyo Televizyon ve Film Çalışmaları Bölümünden mezunum. Bu eğitimime paralel olarak gelişen iş hayatımla ilgili bilgi vermeden önce, ortaokuldan itibaren genelde salon sporları özelde ise atletizme olan merakımdan söz etmek isterim. Atletizm bende meraktan da öte bir hobi oldu her zaman. Başarılarımın ve derecelerim madalyalarla süslendiğini de söylemeliyim. Aslında, ekran karşısındaki duruş ve aktristlik için küçük yaşlarda yapılan sporun önemine vurgu yapmak istiyorum. Düzgün bir omur ve vücut çatısı görünümümü atletizme borçluyum, desem yalan olmaz doğrusu.
Gelelim meslek deneyimlerime…
İş hayatına, 2000 yılında MCD’de (Multi Chanel Developers) başladım. Esra Oflaz ve İbrahim Altınsay’ın asistanlığında, kırk beşe yakın yurtdışı kanalının (MTV, Eurosport, National Geographic, SKY News, RTL vb.) Türkiye temsilciliğinde çalıştım… Daha sonraki görevim, aynı şirkette operasyon müdürlüğü oldu. Sonrasında, Posta Production’da genel koordinatör olarak çalışmaya başladım. 2004 yılında, TRT’ye yapılan ve Ahmet Özhan ile Emel Sayın’ın sunduğu “Alaturka Beste Yarışması” ve “Alaturka Magazin” programının genel koordinatörlüğünü ve sunuculunu üstlendim. Aynı dönemde, yine TRT’ye yapılan bir dizi film projesinde genel koordinatör olarak bulundum.
Ha, 2007-2009 arası, sektöre ara verip, sunuculuk ve oyunculuk eğitimi alarak kendimi geliştirdim.
Anlaşıldı efendim, iş deneyiminizle sayfalar dolacak gibi!
Tamam tamam, sona geldik sayılır 2010 yılından itibaren de farklı projelerde sunucu ve oyuncu olarak çalışmaktayım…
Farklı projeler, derken…
İlk festival deneyimimi yaşadım bu yıl: “Çatalca 18. Erguvan Festivali”nin yedi gün boyunca ana sunuculuğunu yaptım. İnanır mısınız, içimdeki festivalle örtüşen neşeli ve heyecanlı kişilik burada ortaya çıktı! Sözünü ettiğim festival, Çatalca Belediyesi tarafından on sekiz yıldır yapılan ve Çatalca’nın yerel değerlerini hatırlatan, ellinin üzerinde aktivite içeren, çok eğlenceli ve bir o kadar da eğitici programa sahipti… Çatalca halkıyla bütünleşen bu büyük organizasyonun bir parçası olmakla gururlandım doğrusu…
Evet, Çatalca Erguvan Festivali, basında bir hayli yer buldu. Anlayamadığımız, festivalde sahne alan Sertab Erener’in eleştirel sert çıkışıydı… İşin içinde biri olarak, bir de sizden dinlesek…
Olayın karşılıklı atışma şeklinde algılanması beni çok üzdü. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, iyi niyet ve güvenlik kaygısıyla çabalarken haksız eleştirilere maruz kaldı. Bu çaptaki büyük organizasyonlarda olabilecek huzursuzluklardan biriydi, diyelim en iyisi…
Yine bir klişeyle söyleşimizin son sorusunu yönelteyim size: Önünüzdeki projelerden bahsedin biraz da…
Efendim, TV için bir gezi programı hazırlıyorum. Filiz’in gözünden kültürel ve yerel değerler temalı olacak. Dizi ve sinema filmleri için de -bazıları sonlanmaya yakın olan- birtakım görüşmeler içerisindeyim. Unutmadan belirtmeliyim: “Ütopik ve distopik temalı filmimiz, şu anda yurtdışı festivallerini geziyor.” Geçen yıl oynadığım bir sinema filmi (Göçebe) bu sonbaharda vizyona girecek… Türkiye’de daha önce denenmemiş bir tür üzerine çalıştık. Ütopik ve distopik temalı filmimiz, şu anda yurtdışı festivallerini geziyor. Son olarak, Montreal’deki “21. Uluslararası Fantastik Film Festivali”nde görücüye çıktık. Bu günlerde onun tatlı heyecanı var bende…
Teşekkür ederiz…
Teşekkür benden olsun