90’lı yılların pop müziğine damga vuran isimlerin başında gelen Çelik, pazar röportajımızda samimi söylemleriyle dikkat çekti. Özellikle kontrbas ile birlikte verdiği çıplak görüntünün tamamıyla planlı bir eylem olduğunu ve amacına ulaştığını vurgularken, bedene değil fikre bakılması gerektiğini söyledi.
Konuşmayı çok seven, konuştuğunu merakla dinleten, konuştukça düşündüren, düşündürdükçe anlaşılan bir müzik aşığı Çelik, Hayal Kahvesi Bursa konseri öncesi sorularımı içtenlikle cevapladı. “Cevap veremeyeceğim hiçbir konum yok” diyerek başladığımız röportajda usta isim, ne istediğini, ne yaptığını ve ne yaşadığını çok net bilen bir kişilik. Sohbetimiz esnasında suya sabuna dokunmadan yaşamak isteyenlerden biri olmadığını netçe ifade eden Çelik, aksine suyun sabunun içinde olup, hakkını savunmaya çalışan bir sanatçı olduğunu verdiği cevaplarla ortaya koydu. Eylemlerine Atatürk şarkısını söylemekle başlayan ardından kadın kılığına girip, çıplak görüntüsüyle günlerce adından söz ettiren başarılı sanatçı, kaslı bir görüntüsü olmadığı için insanların tepkisini haklı bulduğunu ve bedene değil, fikre bakılmasının gerektiğini gazetemiz aracılığıyla sizlere iletti. Bu keyifli, samimi ve içten röportajımızı keyifle okumanızı diliyorum.
Çelik Erişçi’yi bir de kendi cümlelerinden dinleyebilir miyiz?
Ben müzisyenim. İyi biriyim. Bir çocuk sahibiyim. Müzik yapmayı çok seviyorum. Güzel zaman geçirmeyi seviyorum. Hayatımda mutluyum. Kabaca bu şekilde anlatabilirim.
Baba oğul ilişkiniz nasıl? Nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Oğlum Atilla Ata Erişçi ile çok güzel ilişkimiz var, Allah bozmasın. O 24 saat oynamak istiyor. Bilgisayar oyunlarını çok seviyor. Onlardan sıkılırsa fiziksel aktivitelerde bulunmak istiyor. 12 yaşında ki çocuğun enerjisine yetme şansım maalesef yok. Bende onu düzenlediğim organizasyonlarla arkadaşlarıyla buluşturuyorum. Oğlumu geçtiğimiz günlerde ‘O Ses Türkiye’ yarışmasına götürdüm. Onun için farklı bir deneyim oldu. Kamera arkasını görmüş oldu. Çok da meraklıydı bu konuda. Oğlum, bilgisayarlardan kendine müzik yapıyor. Görsellerden belgesel, fragmanlar ve tanıtımlar yapıyor. Bu kısma yöneldi şimdilik.
Babasının yolundan gitmesini ister misiniz?
İnşallah gitmez. Burası babasının yolundan gitmesi için zor ve kolay bir ülke değil.
10 yıl aradan sonra…
Yeni projelerden bahsedebilir miyiz?
10 yıldır yeni albüm hiç yapmadım. Şimdi yeni bir albüm hazırlığı içindeyim. Şarkı çok yaptım ama albüm yapmamıştım. Eski şarkıları cover’layıp, projeler ve müzikler yapmıştım. Şimdi 4/5 şarkılık bir ep geliyor. İskender Paydaş bir/iki şarkıma aranjörlük yapacak ve bu albüm mart ayında çıkacak. Tamamen yeni şarkılar ve benim üretimim olacak.
Neden bu 10 yıl ara?
Dinlentiydi sadece…
Yeni tarzınızın, sakalların bir sebebi var mı?
Gece gündüz stüdyodayız. Onları da dinlendiriyorum. Özellikle bir sebebi yok.
Ben geçen yıla dönmek istiyorum. Şu çıplak fotoğrafların hikayesini birde sizden dinleyebilir miyiz?
Tepki ilgi demek. Onların ilgisine sunuyoruz. O ilgiyi yoğun bir şekilde alıyoruz. Twitter da aralıksız 10 gün boyunca konuşuluyor. Ardından 1 ay boyunca konu devam ediyor. Arkasından da röportajlar geliyor. Planlı bir iş yani. Onun kaç gün konuşulacağı, süreci nasıl idare edileceği, üstüne iki şarkı çıkıyor ve yan yayınlar bu bir tanıtım. Hepsi hesaplanmış bir tanıtım. Aslında hep aynı şey ana hatlarda değişen bir şey yok. Ben bu ülkede bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Mesela geçmişte Atatürk şarkısını söylemek gibi bir şey. Gazeteci soruyorsa neden? diye. Bu amaca ulaştığınızı gösterir.
Neden böyle bir tanıtıma ihtiyaç duydunuz?
Bugüne bakınca anlarsın. Sanatın senin dünyanı değiştirmesi ve değiştirmemesi ile ilgili. Anlarsanız değişirsiniz. Anlamazsanız değişmesiniz.
Bedene değil, fikre bakın
Sosyal medya da ‘Çelik kaslı bir insan olsaydı. Hak verirdik böyle fotoğraflar çekinmesine’ diye de yorumlar döndü…
Doğru bir düşünce aslında ama ancak diyenler bedene bakıyor, fikre bakmıyor. Ben ona yanlış diyemem. Ben dediğim bir şeyi yine tekrarlıyorum. Kariyerimin ilk zamanlarında hatta ilk albümümde Atatürk şarkısı söylemiştim. Niye kariyerimi hiç sabuna suya dokunmadan devam ettireyim ki. Biz de popçu olarak değişik aktiviteler içinde yer alabilecek bir çok ünlü isim gibi olabiliriz. Çok da güzel bir iş aslında stres yok sıkıntı yok. Demek ki biz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ben yapacağım ve sen soracaksın. Atatürk şarkısı ile başlamış, çıplak fotoğraf çekinmiş, kadın kılığına girmiş, kadına uygulanan şiddete dikkat çekmek istemiş. Hepsine bir bakarsın ki ne demek istediğim anlaşılır zaten.
Şikayet etme, müdahale et
Bir şehrin içine girerken tabela görürsünüz. Örnek veriyorum Bursa rakım ve nüfus. Orada asıl olan tabela mı? Anlatılmak istenilenmi? Bunun gibi o fikri yakalamak önemli. O yüzden söylenen müziğin, fotoğrafların her şeyin arkasında bir hikaye var. Birileri bir şeylerden şikayet eder, bende derim ki şikayet etme müdahale et. Ben tepkimi söylemle değil sanatımla yaparım, bir darbe yapamam. Türkiye’de bir kesim var ki hala oy kullanmıyor.
Yaşam biçimim bu!
Sosyal medyanın oldukça güçlü olduğu zamanları yaşıyoruz. Çelik’in soyunmaya ihtiyacı var mıydı?
Ben reklam yapmadım. Ben tanıtım yapmıyorum. Benim yaşam biçimim bu. Gurme ile aç adam aynı sebepten yemek yemez. Gurme zevk için yer. Siz bana soruyorsunuz ki; sen sisteme karşı bir açlık hissediyor musun? Yoksa bunu mastürbasyon olarak mı yapıyorsun? Sorunun cevabı, ben sadece işimi yapıyorum. En iyi olduğum şeyi yapıyorum ben. İnsanın gücü kendinden gelir. Ben bir iş yaptığım zaman sen bunu konuşursun. Bunu kibirle söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Sen bir şey sorduğun zaman ben cevabını verebiliyorum kaçmıyorum bundan. Ben kadın kılığına girdim. Çok tehlikeliydi. Çevrede eşcinsel mi oldu? soruları gezdi. Ben dedim ki Özgecan’lar olsun istemiyorum.
Şimdi o konuya gelecektim. Kadın kılığına da girdiniz?
‘Şizoid’ müzikal oyunu için girdim bu kılığa. Kadın kılığına girmemde ki sebep sadece oyun değildi tabiî ki de. Ben Özgecan’lar ölsün istemiyorum. Buna dikkat çekmek istedim. Az önce dediğim gibi; Kadına karşı şiddete dikkat çekmek istedim, sen onu anlarsın ya da anlamazsın. Zorlamalarla değil, ama haberini veririm bir şeylere dikkat çekmek için. Kadın kılığına girmek benim için çok zordu.
Atatürkçü olduklarından dolayı iş bulamadıklarını söyleyen ve şikayetçi olan bir kesim ünlü var. Bunun bir örneğide Levent Kırca’ydı. Siz bu duruma katılıyor musunuz?
Ben böyle bir baskı ne kabul ediyorum ne de hissediyorum. Bunların sadece bir bahane olduğunu düşünüyorum. Levent Kırca’ya Allahtan rahmet diliyorum. Ama dediğim gibi katılmıyorum böyle bir şeye. Devrimci dedilerimiz bunlar ama devrimci konuşmaz yapar. Bir de buradan sistemi şikayet edemem ben size. Ben gider yaparım. Tetikçilik yaptıramam kimseye.
90’lar müziği ile günümüz müziği arasında eminim çok fark vardır. 90’lar bir ayrı farklıydı. Günümüzde de yeni şarkılar çok fazla üretilmiyor. Sebebi nedir bunun? Üretemiyor muyuz?
Toplumsal bir sorun bu. Bizim o an yaşadıklarımızı hissettiriyor 90’lar. Günümüzde evlenenlerin çoğu boşanıyor insanın insana ve aşka tahammülü kalmamış. Ama aşk şarkısı istiyorlar. Kimse demiyor ki; fast food seks istiyoruz. 90’ları özlüyorum. O zamanlarda yaşayan sanatçıların ayrı bir özellikleri var. Bir şey özleniyorsa onun eksikliği vardır. Demek ki müzikte de eksiklik var. Sanat anlayışına bakmak lazım birde. Ticari şarkılardan dolayı öne çıkmayan şarkılar da oluyor.
Çelik deyince akla; “İzel Çelik Ercan Üçlüsü” geliyor. Neden devam etmedi bu üçlü?
Anlaşamadık. Şiddetli geçimsizlik (gülüyor)
Böyle bir şey gelecek mi tekrar? Yolunuza tek mi devam edeceksiniz?
Yok gelmeyecek. Yoluma tek devam edeceğim. Dostluk her zaman baki.
O ses Türkiye yarışması için Cem Adrian ciddi bir tepki vermişti. Siz ne düşünürsünüz bu konu hakkında?
Bizi ilgilendiren şeyler değil. Ben konuşmaktan daha çok eylemi seviyorum. Konuşmayacaksın yapacaksın. Ben Acun ve ekibinin çok başarılı olduğuna inanıyorum. Tekrar söylüyorum ben eylem yapma taraftarıyım. Konuşmalarla bir yere varılmaz.
Acun’u seviyorsunuz anladığım kadarıyla. Survivor’da görecek miyiz sizi?
Yok ben işimi yapayım. Albüm yapayım, şarkı söyleyeyim (gülüyor).
Son sözü size bırakıyorum..
Ben şarkı yapmak istiyorum sadece. Müzik yapmak istiyorum. Bunları yaparken kendimi iyi hissediyorum. İyi hissettiğim her şeyi de paylaşmaya bayılıyorum. Ölünceye kadar müzik. Eminim ki öldükten sonra da devam edecek müziğim.