Evine gitmek için bindiği minibüste kaçırılarak katledilen Özgecan Aslan’ın hayatı film oluyor. Filmin yönetmeni ve senaristi Seçil Çelebi, Özgecan’ın ailesi ile işbirliği yaparak senaryoyu hazırladığını ve ön prodüksiyon hazırlıklarına başlayacaklarını aktardı. Kadınların günlük hayatta yaşadığı korkularla hayattan koparıldığını söyleyen Çelebi Özgecan Aslan üzerinden öldürülen bütün kadınların sesini duyurmak istediklerini belirtti.
Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 tarihinde evine gitmek için bindiği minibüste kaçırılarak katledilen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan cinayeti Türkiye çapında büyük bir tepkiye yol açtı ve çok sayıda gösteri düzenlendi.
Olayın sanıkları Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe, yargılama sonucunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cinayetin faili Suphi Altındöken ise, Adana F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda bir mahkum tarafından 11 Nisan 2016’da öldürüldü.
Türkiye’de kadın cinayetleri açısından dönüm noktası olan Özgecan’ın hayatı filme çekilecek. Filmin yönetmeni ve senaristi Seçil Çelebi ile filmin yapımcısı Mahmut Şirin, bugün Ankara Öveçler Nazım Hikmet Çankaya Evi’nde filme ilişkin basın toplantısı düzenleyerek film hakkında açıklamalarda bulundu.
‘FİLMİN HAZIRLIKLARI YAKINDA BAŞLAYACAK’
Duru Film Yapım’ın kurucusu Mahmut Şirin, Özgecan’ın başına gelen olayın dünyada en çok haberi yapılan üçüncü vaka olduğunu söyleyerek onun çığlığı üzerinden öldürülen bütün kadınların sesini duyurmak istediklerini aktardı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyarak kadınların toplumdaki yerinin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdiğinin altını çizen Şirin, “Biz de Mustafa Kemal Atatürk’ün neferleri olarak bu anlayışı, bu toplumda ilelebet yaşatmaya devam edeceğiz. Bu filmi yapmaya karar verdik. Öncelikle aileyle tanıştık, onların rızasını aldık. Aile bizi tanımak istedi. Birlikte çok vakit geçirdik. Özgecan’ı konuştuk. Yeri geldi birlikte ağladık. Yeri geldi kadın cinayetlerinin son bulacağı gün için birlikte ümit yeşerttik. Aramızda ömür boyu devam edecek aile bağını oluşturarak sözleşmemizi imzaladık. Filmimizin hazırlıkları yakında başlayacak. Profesyonel bir sinema filmi çekeceğiz. Profesyonel bir ekiple çalışacağız. Henüz tarihlerimiz netleşmedi” ifadelerini kaydetti.
‘KADINLAR YAŞADIĞI KORKULARLA HAYATTAN KOPARILIYOR’
Kadın cinayetleri ve kadının hayattan koparılmasının sadece öldürmekle gerçekleşmediğini söyleyen filmin yönetmen ve senaristi Seçil Çelebi, “Bu söyleyeceğim her şeyi kadınlar çok iyi anlayacaktır. Biz yolda, sokakta, tenha bir yerde giderken yaşadığımız korkularla, gece bir yerden bir yere giderken yaşadığımız korkularla, arkamızda çok yakın takip eden bir erkek olduğu zaman yaşadığımız korkularla, dolmuşa, otobüse vesaire bindiğimiz zaman tek başımıza kaldığımızda özellikle dikiz aynasından bizi izleyen o şoförün bakışlarından kaynaklı yaşadığımız korkularla, ‘boşanırsam eşimden herhangi bir tehlikeye maruz kalabilir miyim, herhangi bir şekilde canıma kastedilebilir mi’ şeklinde yaşanılan korkularla, ‘sevgilimden ayrılırsam herhangi bir şekilde bana iftira atar mı, herhangi bir şekilde beni öldürür mü, bana kötü bir davranışta bulunur mu’ şeklindeki yaşadığımız korkularla, patronlarımızdan, müdürlerimizden, amirlerimizden taciz gördüğümüz zaman, ‘iş yerinden çıkartılır mıyım, herhangi bir şekilde iftiraya maruz kalabilir miyim’ şeklinde yaşadığımız korkularla hayattan koparılıyoruz zaten” ifadelerini kullandı.
Özgecan’ın dünyada en çok haberi yapılmış üçüncü vaka olduğunu söyleyen Çelebi, “Özgecan maalesef kadın cinayetlerinin Türkiye’de sembolü oldu. Biz onun çığlığı üzerinden öldürülen bütün kadınların sesini duyurmak istiyoruz” dedi.
‘SİNEMANIN GÜCÜNE GÜVENİYORUZ’
Çocuk, kadın, erkek, hayvan veya bitki fark etmeden ‘canın’ kıymetinin ne kadar önemli olduğunu topluma yerleştirmek istediklerini belirten Çelebi, “Fakat şunlar bizi çok üzüyor. ‘Bu yıl bu kadar kadın öldürüldü. Geçen yıla oranla sayı düştü. Bu da bizim başarımız.’ Biz kadınları bu yorumlar çok üzüyor. Biz bu anlayışı bu toplumdan değiştirmek, kaldırmak zorundayız. Sinemanın gücüne güveniyoruz. Sinemanın böyle bir etkisi var. Çünkü izleyiciyle direkt olarak duygusal bir bağ oluşturmak ve karşıdaki canın ne kadar önemli olduğu kanaatini buradan yerleştirmek çok mümkün. Dolayısıyla biz bu ve bu minvalde filmler yapmak için bir araya geldik. Özgecan filmimizi çekeceğiz” diye konuştu.
Özgecan’ın ailesiyle iş birliği halinde senaryoyu yazdığını söyleyen Çelebi, “Ailenin rızasını almak çok önemliydi. Bir araya geldik. Uzun uzun Özgecan’ı dinledik. Özgecan’la ilgili dataları topladım hem aileden hem arkadaşlarından, çevresinden ve senaryomuzu oluşturduk. Yakında ön prodüksiyon hazırlıklarımıza da başlayacağız. Gelişmeler olduğu sürece de sizlere de bilgi vermeye devam edeceğiz” dedi.