Geçtiğimiz yıl Orhan Gencebay’ın oğlu Gökhan Gencebay ile dünyaevine giren Seda Han Gencebay, hakkında merak edilenleri ilk kez Quality dergisine anlattı.
Seda Han Gencebay röportaj
Geçtiğimiz yıl Orhan Gencebay’ın oğlu Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı dizisi oyuncularından Gökhan Gencebay ile evlenen Seda Han Gencebay kimdir?
İlk kez Quality dergisine röportaj veren Tasarımcı Seda Han Gencebay, evliliğini, hayallerini ve Orhan Gencebay ile Sevim Emre hakkındaki düşüncelerini açıkladı.
Onu Gökhan Gencebay’ın sevgilisi olarak tanıdık. Geçtiğimiz yaz Çırağan Sarayı’nda dillere destan bir düğün ile evlendiler. Seda Han Gencebay ile Rumeli Hisarı’nda buluştuk ve çocukluk hayali moda sevdasını, evlilik hikâyesini ve Sevim Emre- Orhan Gencebay çifti ile olan ilişkisini konuştuk. Ayrıca sıra dışı moda çekimi tadında, kendi tasarımı olan kıyafetler ile fotoğrafladık.
Sevgili Seda, seni Gökhan Gencebay’ın sevgilisi olarak tanıdık kısa bir zaman diliminde de evlendiniz. Seda Han kimdir, bize kendini anlatır mısın?
Mersin’de doğup büyüdüm, Çok dolu bir çocukluk geçirdim. Hep kendisine meşguliyet bulabilen mutlu bir çocuktum. Küçük yaşlarımda bile kendi kıyafetlerimi kendim yapmaya çalışırdım. Sürekli evde bir şeyleri kesip, biçip, boyayıp kendi zevkime göre uyarlardım. Moda sektörüne daha doğrusu tasarıma küçük yaşta eğilimim varmış.
Hatta 7- 8 yaşlarında annemin nişan elbisesini kesip kendime elbise yapmıştım. Sanırım o gün annemi çok üzmüş olabilirim ama onlar benim bu halime çok alışkınlardı. Bana alınan her şeyi değiştirmek gibi bir huyum vardı ki hala var. Hayalimde hep bir gün kendi kıyafetlerimi kendim tasarlamak vardı. Üniversitede Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra İngiltere’ye gittim ve iki yıl orada moda tasarımı üzerine eğitim aldım. Bazı projelerde bulundum, sonrasında Türkiye’ye geri döndüm.
Moda tasarımına yönelmek nasıl oldu?
Şuanda moda sektörüne yön veren insanların çoğunun bağının benim gibi çocukluktan geldiğine inanıyorum, ben kendimce bu alana çok küçük yaşta yönelmiştim. İlgilendiklerimle, giydiklerimle, seçtiklerimle…
Moda içinde olmaktan mutlu olduğum ve beslendiğim bir alan. Bu yüzden eğitim almam gerektiğini düşünerek bu yolda London College of Fashion ve Vakko Esmod’u seçtim
Bu arada kendi markanı çıkarmak için kolları sıvamışsın. Bugün giydiğin kıyafetler de senin tasarımınmış. Markanı anlatır mısın bize, tarzın nedir, nasıl bir yol çizdin kendine kısaca hayallerin nedir anlatır mısın?
Markamın ismi y’all’s. Henüz daha bebek. Marka olma yolunda yolun daha başındayım. Bu benim hayalimdi. Şu an yaşadığım hayalimin içine hayaller katıyorum diyebilirim. Nasıl doğdu dediniz ya? Aslında hep benimleydi sadece zamanını bekliyordu. Bu yola çıkarken amacım herkesin giymek isteyeceği, herkese hitap edebilecek bir marka kurmak olmadı. y’all’s benim gibi belli bir tarz kalıbına girmeyen kişilerin kendinden bir şeyler bulabileceği bir marka olma yolunda. Yolum çok uzun. Çok severek yaptığım bu işte, bu uzun yolu zevkle yürüyeceğime inanıyorum.
Bana gerçekten neyin ne zaman ilham olacağı belli olmuyor. Bu bir jelibon paketinden, sokakta yürürken gördüğüm 80-90’lardan kalma hala bir şekilde tutunmaya çalışan bir afiş bile olabiliyor. Bunun bir sonu olduğunu düşünmüyorum. Bana göre moda tasarımı sonsuz bir beslenme alanı.
İsim vermem gerekirse Vivienne Westwood, yakın zamanda kaybettiğimiz Virgil Abloh gibi isimlerin tasarım anlayışını samimi buluyorum. Çünkü onların da bu şekilde beslendiğini ve bunu özgürce yansıttıklarını düşünüyorum.
Gökhan ile nasıl tanıştınız? Orhan Gencebay’ın oğlu olduğunu biliyor muydun ve ilk adım kimden geldi?
Gökhan’la tanışma hikayemiz çok uzun. Kısaca arkadaş vesilesi diyebiliriz.
İlk tanıdığımda Orhan babamın oğlu olduğunu bilmiyordum. Sonrasında sosyal medyadan birbirimizi ekleyince tabi ki öğrendim ve şaşırdım. Çünkü o kadar mütevazi bir adamla tanışmıştım ki inanamadım ve evet ilk adımı Gökhan attı.
Orhan Gencebay ve Sevim Hanım ile ilk tanıştığında hangi duygular içindeydin?
Gökhan’la tanıştığımızın ikinci haftası beni ailesiyle tanıştırmak istediğini söyledi ben çok şaşırmıştım, çok erkendi ve ne yapacağımı bilememiştim. İnanılmaz heyecanlıydım, dün gibi aklımda. Önce Sevim annemle tanışmıştım daha sonra akşam yemeğinde Orhan babamla tanıştım. İkisiyle de tanıştığım ilk andan itibaren aramızda çok farklı bir bağ oluştu. O kadar sıcak o kadar içtenlerdi ki bana, sanki yıllardır onların yanındaymışım gibi hissetmiştim.
Gökhan’dan nasıl bir evlenme teklifi aldın. Romantik miydi?
Gökhan’ın evlilik teklifi bence çok ilginç bir şekilde oldu. Gökhan bana laf arasında sorardı hep, ‘sana nasıl evlenme teklif etsem, ne yapsam’ diye. Ben de ona ‘sakın köprüde, havada, suda etme. En sade şekliyle olsun ama lütfen kayıt altına al’ derdim. Ben hep evden çıkarken evimizin asansöründeki aynada modumuz ne olursa olsun nereye gidersek gidelim bir fotoğraf çekerim. Gökhan da bunu çok iyi bildiği için gene o günlerden birinde hadi bizim bugün fotoğraf değil de videomuzu çek dedi. Telefonu alıp çekmeye başladığımda bana evlenme teklifi etti. Ben tabi ki öylece kaldım videoda. Çok heyecanlanıştım hatta o kadar heyecanlanmışım ki evet dememişim. Arabaya bindiğimizde bana ‘evet ya da hayır demeyecek misin?’ diye sordu. Yani aslında kendi ellerimde bana evlenme teklifimi kaydettirmişti. Benim için çok özel ve çok güzeldi.
Çırağan Sarayı’nda dillere destan bir düğün ile evlendiniz. Evlilikle birlikte hayatında neler değişti?
Düğümüz gerçekten hayallerimizden öte bir düğün oldu. Günümüzü güzelleştiren bizimle olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Gökhan’la yaklaşık 7 yıldır birlikteyiz. Orhan babam ve Sevim annem beni tanıdıklarından beri kızları gibi görüyorlar. Biz yıllardır zaten aileyiz aslında bu yüzden evlilikle birlikte gelen bir değişiklik hissetmedim ve çok mutluyum.
Senin için aile kavramı ne ifade ediyor? Sevim Hanım ve Orhan Baba ile ilişkilerin nasıl?
Sevim annem ve Orhan babamla Gökhan’dan bağımsız çok ayrı bir ilişkim var. Benim hayatımda yerleri çok büyük ve çok özel. Onları tanıdığım ilk günden bugüne kadar her anımda, hep yanımda, hep arkamda oldular. Onların desteğini, kalplerini kalbimde hissetmek o kadar özel ki bu duygularımın tarifi çok zor. Benim annem ve babam Mersin’de yaşıyor ama onlar burada bana anne baba oldular. Onların yokluğunu hissettirmemek için ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar bana. Haklarını hiç ödeyemem, Sevim annemle Orhan babamı çok seviyorum.
Sana hadi bizi babaanne, dede yapın şeklinde istekler başladı mı?
Başlamaz mı, tabi ki başladı. Torun istiyorlar. Gerçi bir torunları var biliyorsunuz. Ama Efe büyüdü kocaman delikanlı oldu. Orhan babam çocuklara bayılıyor. Nerede minik bir çocuk görse gözleri ışıl ışıl olur. Bize de söylüyor torun istiyorum diye. Sevim annem de özellikle kız torun istiyorum diye hep belirtir. Bu tatlı konuşmalar geçiyor aramızda ama tabi ki doğru zamanı bize bırakıyorlar.
Sevgilin Gökhan ile eşin Gökhan arasında fark var mı?
Hiç bir fark yok. Çünkü Gökhan benim için hep iyi bir eş, sevgili, arkadaş, sırdaş kısacası her şey oldu. Sevgisini sözleriyle de hareketleriyle de çok belli eder. Sadece içinde yaşamaz bunu fazlasıyla gösterir de. Bu tarafını çok seviyorum. Gökhan Çok donanımlı çok dolu bir adam. Sanat bilgisi, genel kültürü inanılmazdır. Oturup bir konuyu saatlerce konuşabilirsiniz. Bilgiler, detaylar havada uçuşur. Ondan kendime katabildiğim her şeyi almaya çalışıyorum. Çok şey öğreniyorum ve bu açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum.
Gökhan ‘Barbaroslar Akdeniz’in Kılıcı’ dizisinde önemli bir oyuncu, bu sektörün çalışma saatleri uzun ve düzensizdir, bu seni nasıl etkiliyor?
Barbaroslar Akdeniz’in kılıcı çok büyük çok emek sarf edilen bir proje. Gerçekten çalışma saatleri bu yüzden uzun ve düzensiz oluyor. Yoğun bir çalışma temposundalar. Ama Gökhan daha önce deneyimlemediği yeni şeyler deneyimliyor. Kılıç eğitimleri, at binme gibi. Öylesine muazzam bir platoda çalıştığı için çok mutlu. O mutlu olduğu için ben de mutluyum. İkimiz de çalışmalarımızdan arta kalan zamanlarda birlikte vakit geçiriyoruz.
Size sağlıklı ve mutlu yıllar diler, bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim Seda Hanım.
Çok Sağ ol Salih Abi’m, ben teşekkür ederim
Salih Keçeci