‘Fi’ dizisinin Duru’su Serenay Sarıkaya, popülerliğiyle ilgili “İşin şöhret kısmıyla ilgilenmiyorum” dedi.
Serenay Sarıkaya Fi, dizi sektörü ve sevgilisi Kerem Bürsin hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Cadde’den Sercan Kısmet’e konuşan Serenay Sarıkaya’nın açıklamaların şöyle:
– Duru nasıl bir karakter?
Dupduru bir kız. Daha üniversite öğrencisi ve en büyük tutkusu dans… Bütün hayallerini bunun üzerine planlıyor.
Bu uğurda her şey yapabilir. Deniz’le (Mehmet Günsür) çok güzel bir aşk yaşarken, hayatına Can Manay’ın (Ozan Güven) girmesiyle kendi içinde hiç fark etmediği karanlık tarafını keşfediyor.
– Duru’ya alışabildiniz mi?
Senaryoyu ilk okuduğumda, karakterin dans ediyor olması heyecanlandırmıştı. Çocukluk yıllarımda latin danslarıyla ilgilenmiştim. O yüzden oyunculuktan sonra en büyük tutkum dans. Duru’yu canlandırdığım için de çok mutluyum.
– Role hazırlık süreci zor olmamıştır herhalde. Nasıl hazırlandınız?
3.5 ay boyunca dans, jimnastik ve pilates dersleri aldım. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Tuğçe Hoca’yla çalışmaya devam ediyorum. Şimdiye kadar dizilerde dans kullanılmamıştı, bir ilki yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum.
– Ulusal kanalda, popüler bir dizide yer alabilecekken, dijital platformdaki bir projede yer almak risk değil miydi?
Şimdiye kadar yaptığım seçimlerde karakter ve hikaye beni heyecanlandırıyor mu onunla ilgilendim. Bu süre zarfında okuduğum projeler arasında en çok heyecanlandıran ‘Fi’ydi. Yapımcı, Puhu TV, yönetmenimiz, senaristimiz, oyuncular ve ekip olarak hepimiz çok inandık. Dijital platformda özgün işler yapabileceğini gösterdiğimize inanıyorum.
– Yedi bölüm 30 milyondan fazla izlendi. Böyle bir başarı bekliyor muydunuz?
Bu kadarını beklemiyorduk. Çok fazla güzel şeyin birleşmesinden sonra ortaya iyi bir iş çıktı. Türkiye’de böyle işler de yapılabildiğini gördüğümüz için mutluyum.
– Her karakterin ayrı bir fenomen kitlesi oluştu. Bunun sırrı nedir?
Dizinin uyarlaması olan kitap, karakterleri psikolojik derinlikleriyle birlikte anlatıyor. Oynarken, karakterle ilgili bütün alt metinleri bilmek avantaj sağlıyor. Bir de kitabın savunduğu, “Hiç kimse sebepsiz o kişi olmamıştır” sözü var, kötü karakterlere bile bir süre sonra hak verebiliyoruz. Ekranda izlediğimiz gibi karakter iyiyse iyi, kötüyse kötü gibi bir algı yok.
– Yine dijital platformda yer alan bir projede rol alır mısınız?
Kesin bir kararım yok. Televizyon ekranında yine işler yapacağız. Orası da beni, ben yapan yer ve doğru projeyle karşılaştığım sürece televizyonda çalışmaya devam edeceğim.
– 60 dakika olması nasıl bir avantaj?
İnanılmaz bir rahatlık. Hem çalışma saatleri hem de ekibin psikolojisi açısından fayda sağlıyor. Ama 60 dakika dizilerde çalışmanın zor yanları da var. 140 dakikada, bir olayı anlatmak için birçok sahneye yer veriliyor. Burada ise bazen tek bir sahneyle anlatman gerekiyor.
– Sektörden nasıl tepkiler aldınız?
‘Fi’ herkese umut oldu. Şimdi de yeni dijital platformda bir sürü projeler yapılmaya başlandı. Herkes özgün işler yapabilmek için çok heyecanlandı.
– Son dönemde çok popülersiniz. Hayatınızda neler değişti?
İşin şöhret ve popüler kısmıyla ilgilenmiyorum. Oyunculuğumla bir yerlere gelmeye gayret ettim. Tabii ki ünlü olduktan sonra hayatımızda bazı şeyler değişiyor ve sınırlanıyor. Şikayet ettiğim bir durum yok, tadını çıkarıyorum.
– Türkiye’de sinema ve dizi oyuncusu ikiye ayrılıyor. Siz ikisinde de başarılı oldunuz.
Diğer ülkelere göre Türkiye’de televizyonda kariyer yapman daha kolay. Sinema filmi için ise çok bekledim. İlla sinema olsun diye bir projenin içinde yer almak istemedim. Sonunda istediğim proje gelince, ‘İkimizin Yerine’ filmiyle sinemaya adım attım.
– Single teklifleri aldınız. Müzik sektörüne girmeyi düşünür müsünüz?
Müziği hayatım boyunca çok sevdim ve ilgilendim. Ama en büyük tutkum oyunculuk. Bana göre başarı için tek bir alana kanalize olunması gerekiyor, ben de o yüzden oyunculukla kendimi pekiştirmeye çalışıyorum. Başka bir şeyle algı dağıtmak istemiyorum.
– Sektörü nasıl değerlendirirsiniz?
Televizyon dizileri konusunda ilerleme kaydettik. ‘Vatanım Sensin’ bir televizyon dizisi için çok başarılı bir yapım. Böyle işler görmek, bizleri de motive ediyor.
– Siz dönem dizisi düşünür müsünüz?
En çok yapmak istediğim projelerden biridir. Dönem işlerinde yer almak istiyorum.
– Kerem Bürsin’le güzel bir ilişkiniz var. Set yoğunluğu nedeniyle görüşemediğiniz de yıpranma oluyor mu?
Güzel bir uyum ve denge yakaladık. Her şey güzel gidiyor. Mutluyuz.
– Evlilik için düşünceniz nedir?
Benim yeni bir şeye konsantre olabilmem için yaptığım ya da yapmakta olduğum şeyi tamamlamam gerekiyor. Muhtemelen oyunculukta doygunluğa ulaştığım zaman aile ve çocuk yapma fikrine yönelebilirim. Bu benim seçimim. İkimizin de güzel bir kariyeri var. Çok genciz, daha erken diye düşünüyorum.