Kervansaray Yatırım Holding, şirket hisselerinin yüzde 5’ini elinde bulunduran bazı ortakların şirketin feshi için açtığı davanın ardından kayyum iddialarına ilişkin açıklama yaptı.
Bir süredir, şirket alacaklılarıyla uzlaşmak için görüşmeler gerçekleştiren fakat bazı hissedarların şirketin feshi için dava açtığı Kervansaray Yatırım Holding, kayyum iddialarıyla ilgili de açıklama yaptı.
23 Aralık’ta şirkete kayyum atanması taleplerine yönelik karar verilecek olan duruşmayı işaret eden Holding yönetimi, bu doğrultuda çıkan söylenti ve dedikodulara yönelik de açıklama yaptı.
İşte Kervansaray Yatırım Holding tarafından KAP’a yapılan açıklama:
“TTK 531. Madde hükmü uyarınca aranan, hisselerin % 5’ni temsil eden (1/20) Pay sahipleri tarafından hissedar oldukları şirketimizin feshi talepli olarak İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/807E. Sayılı dosyasıyla 04/09/2018 tarihinde bir dava ikame edilmiştir. Mahkemesince şirkete kayyum atanmasına ilişkin taleplerin murafaalı olarak değerlendirilmesi için 23/12/2019 tarihine gün verilmiştir. Söz konusu dava kötü niyetli şahıslarca şahsi menfaat temini dahil bir takım yersiz taleplere ulaşmak için bir silah olarak kullanılmaya çalışılmış, gerçeğe aykırı bir sürü söylenti yayılmış ve bilgi kirliliğine sebebiyet verilmiştir. Kasıtlı ve kötü niyetli olarak yapılan bu eylemlerin önüne geçilmek için fesih davasına taraf davacıların katılımıyla 12/12/2019 tarihinde bir toplantı tertip edilmiş, söylentilere sebebiyet veren soruların tamamı cevaplanmıştır. Şirketten mal kaçırmanın aksine eski yönetim zamanında kaybedilen mal varlıklarının yine şirket bünyesine sokulduğu, şirket bünyesine sokulan bu malların içerisinde evvelden şirketin bünyesinde olmayan malların da olduğu samimiyetle ifade edilmiş, katılımcılardan ortağı oldukları şirketin aleyhine hareket etmelerinin herkesin zararına olduğu hususu açıklıkla dile getirilmiştir. Hem son dönemdeki olumlu gelişmeleri aktarmak hem de bir nevi iyi niyet testi gayesiyle yapılan toplantıdan sonra davacı yatırımcılardan bir kısmı olumlu gelişmeleri kavrayarak iyi niyet göstermiş ancak bir kısmı şirket aleyhine ve başkaları namına hareket ederek menfi eylemlerine devam ettikleri görülmüş ve bu açıklamanın yapılması zaruri hale gelmiştir. Bilindiği üzere 6762 sayılı TTK’nın 531. Maddesinde aranan ve( %5 )olması gereken pay sahipliği zorunluluğunun pay sahipleri arasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 59. Maddesi uyarınca mecburi dava arkadaşlığı oluşturduğu herkesçe malumdur. Pay sahiplerinin %5’i ile açılması zorunlu olan dava da başlangıçta aranan %5’in dava sonuna kadar, İstinaf ve Yargıtay süreçleri dahil olmak üzere hüküm kesinleşinceye kadar korunması hukuki bir zorunluluktur. Davanın açıldığı 04/09/2018 tarihinden itibaren davacı pay sahiplerinin hisselerinin tedavülde olduğu, alım satıma konu edildiği, bunu yanında İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/827E. Sayılı davası ile şirketin çoğunluk hisselerinin devrine ilişkin hüküm tesis edilmesinin ardından Sermaye Piyasası Kurulunca 29.08.2019 tarih, 2019/43 sayılı bültenle 6362 sayılı Kanunun 26/6. maddesi uyarınca pay alım teklifi yükümlülüğüne (zorunlu çağrı) karar verildiği ve ilgilisinin çağrıyı gerçekleştirdiği bu dönemde bir çok paydaşın çağrıya icabet ettiği ve bunların arasında fesih davasının davacılarının da bulunduğu, tüm bunların üstüne fesih davasında davacı olan bazı pay sahiplerinin davadan feragat ettiği de görülmüş olmakla fesih davasında aranan ve dava şartı olan nisabın korunamadığı bu nedenle de davanın usulden reddi gerektiği esasına girilemeyeceği ortadadır. Dava safahatında dava açılırken %5 pay sahipliği dava şartının oluşup oluşmadığı konusu Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan (MKK) gelen cevap eksik olduğundan, mahkemece değerlendirilememişken, akabinde hisse devirleri, zorunlu çağrıya icabet ve davadan feragatlar söz konusuyken mahkemeyi zan altında bırakacak şekilde 23/12/2019 tarihinde kati suretle şirkete kayyum atanacağı şeklinde söylenti yaymanın doğru olmadığı ve bunu yapan şahısların iyi niyetli olmadıkları haklarında gerekli işlemlerin yapılacağı pay sahiplerimize duyurulur.”
İKİ ANTALYA OTELİNİ KİRAYA VERMİŞTİ
Geçtiğimiz ay şirket, bünyesindeki Kervansaray Lara Oteli’nin Yönetim Kurulu’nun aldığı karar ile 3 yıl süreli yıllık 3.540.000 EUR bedelle, Kervansaray Kundu Oteli’nin de 15 yıl süreli olarak, otelin renovasyon, tamirat ve tadilat işlerinin kiracı tarafından yapılması şartıyla ve ayrıca yıllık 2.000.000 EUR bedelle kiraya verildiği belirtilmişti.
Açıklamada, her iki otelin 2005 yılından beri turizm sektöründe faaliyet gösteren, bünyesinde Crystal Hotels, Nirvana Mediterranean Exellence ve Amara World Hotels markaları altında, Antalya Belek, Antalya Kemer, Antalya Side ve Bodrum’da olmak üzere toplam 19 tesis barındıran Türkiye’nin en büyük otel zinciri konumundaki Kilit Hospitality Group bünyesine dahil Galeri Kristal Turizm İnşaat Pazarlama Ve Ticaret A.Ş.’ ye kiralandığı ifade edilmişti.