Her 405 bin yılda bir kütlesel çekime sebep olan kayma, gezegenimiz üzerinde büyük etkiler gösteriyor. İklimsel değişiklikler ve nesli tükenen dinozorlar bunun en büyük örneği.
Bilim insanları, Jüpiter ve Venüs’ün kütle çekim kuvvetlerinin, gezegenimizin yörüngesinin her 405 bin yılda bir değişime uğrayarak uzamasına neden olduğunu ortaya koydu. Rutgers Üniversitesi’nde profesör olan Dennis V. Kent’in liderliğindeki jeolog ve bilim insanı, Dünya’nın en az 215 milyon yıldır bu etkiye düzenli olarak maruz kaldığı belirtti. Bu keşif sayesinde, süreç içerisindeki iklim değişimlerinin dinozorlar, memeliler ve fosillerle ilişkilendirilmesini kolaylaştırılacak. Dünya’nın manyetik alanının tersine dönüş zamanlarıyla, iklim döngülerini ve radyoaktif tarihlendirme yapılabilmesini sağlayan zirkon minerallerini içeren tortuların oluşum zamanlarını birbirleriyle karşılaştıran ekip, 405 bin yılda bir gezegenimizin yörüngesinin değiştiğine dair net veriler elde etti. Venüs ve Jüpiter’in etkileriyle oluşan bu değişim neticesinde Dünya’nın Güneş’ten aldığı ısı ve ışık miktarı değişiyor. Bu da canlıların evrimleşmesini kadar pek çok önemli durumu etkiliyor. Bu keşif sayesinde özellikle 200-250 milyon yıl önce yaşanan ve 30 milyon yıl süren Dünya’nın manyetik alanının terse döndüğü dönemde yaşanan gelişmeler net şekilde incelenebilecek. O dönemde süperkıta Pangea parçalanmış, dinozor ve memeliler dünya sahnesine çıkmıştı. Bu dönemlere ait net zaman çizelgelerinin oluşturulması ve fosil kanıtlarının doğru bir şekilde kategorize edilmesi, bu veriler sayesinde mümkün olacak. Ayrıca iklim çalışmalarına da büyük katkı sağlayacak araştırma, diğer yıldız sistemlerindeki yaşam oluşma ihtimallerini gözden geçirilmesini ve daha doğru tahminler yapılmasını sağlayabilir.
KIZIL GEZEGEN’E SERA KURULUYOR
Arizona Üniversitesi ve NASA Kızıl Gezegende yaşamın devamlılığını nasıl sağlayacağımıza dair bir çalışma yürütüyor. Bu çalışmalardan en umut vaad edici olanı ise topraksız tarım için kullanılan ‘hidroponik seralar’. Bu seraların en temel amacı insanların başka bir gezegende yaşayabilmesini sağlamak. İnsan ve bitki atıklarını sindirebilen bir sisteme de sahip olan bu tüpler aynı zamanda suyu da filtreleyebiliyor. Bu sistemin, Mars’ta ya da Ay’da ihtiyaç duyulacak hava ve suyun yüzde 100’ünü, besinin ise yüzde 50’sini karşılayacağı belirtiliyor.